Af söylemiyle "Kader mahkumları" ile ailelerinin umudu olan MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye sosyal medyadan büyük destek yağıyor...

Bahçeli'nin, yanlış ya da doğru kabul edilen siyasi stratejilerini tartışmak elbette mümkündür...

Seversiniz ya da sevmezsiniz; bu başkadır!..

Ancak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, seçimlere 42 gün kala binlerce insanın mağduriyetini hatırlatarak, "Af" talebinde bulunması, futbol deyimiyle hem iktidara hem de muhalefete 'gol pası' olmuştur...

Hem de 'Al da at' dercesine…

Siyasetçinin görevi, vatandaşın sesine kulak vermektir..

Aylardır bu köşeden yazıyorum...

Dün bir arkadaşım, "Niye bu kadar üzerine gidiyorsun?" diye sordu...

Bir yakınımdan ötürü yazdığımı ima etmeye kalkışınca, mağduriyet yaşayan herkesin derdiyle ilgilenmenin siyasetçi kadar gazetecinin de görevi olduğunu hatırlattım...

Ve twitter hesabıma gönderilen 'yürek sızlatan' o yazılardan söz ettim...

"Duymasa mıydım, görmemezliğe mi gelseydim" dedim...

Yarı açık cezaevlerinde, gazete okuyan, radyo dinleyen ve TV'leri izleyen tutuklu ve hükümlülerin telefonla arayıp, bir an önce özgürlüklerine ve ailelerine kavuşmak için 'Bir haber var mı' diye sorduklarını söyledim...

Mahkum ve tutuklu ailelerinin 'hayır duaları'nı sıraladığımda o arkadaşın da duygulandığını gördüm…

Sonra ekledim; 'Hiçbirinden vatan haini, terörist, ırz düşmanı, istismarcı, uyuşturucu baronu, silah kaçakçılığı ve insan ticareti yapanlara af ya da ceza indirimi' ifadesini duymadım...

Bahçeli'nin "af" talebinden sonra gelen "Teröriste af yok" açıklamalarını o yüzden anlamsız görüyorum...

Devlet Bahçeli'nin bu çıkışının karşılık bulacağına inanıyorum ama diğer partilerin de bu çağrıya oy kaybetme kaygısı gütmeden omuz vermesi gerekiyor!..

Aksini düşünenlere ise Gandi'nin şu sözünü hatırlatıyorum:

"Zayıf insanlar affedemezler. Affetmek, güçlülere has bir özelliktir."

Binlerce tutuklu ve mahkum ile onları hasretle bekleyen aileleri için tekrarlıyorum:

"Umutsuzluğa düşmek yok."