On bir ayın sultanı Ramazan Ayı geldi. Safa geldi, hoş geldi.

Bu ayda oruç tutulur. Çünkü ramazan demek oruç; oruç demek ramazan demektir.

Ramazan orucu yalnız bu çağda ve bugün yaşayan insanlara özgü bir yükümlülük değildir.

Bu oruç yalnız sevgililer sevgilisinin çağdaşlarına ve ondan sonra gelenlerine değil, insanoğlu yaratıldıktan beri vardır.

Oruç, bizden önce gelip geçmiş Peygamberlere ve ümmetlere de emrolunmuştur.

Yalnız bize özgü değildir. Ve kıyamete kadar da bu yükümlülük Müslümanların omuzlarında bir şeref apoleti ve nişanı olarak devam edecektir.

Orucun muhatabı Müslümanlardır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de orucun yükümlülüğü Müslümanlara hatırlatılmaktadır.

Müslümanlar oruç tutmakla yükümlü tutulmuşlardır.

Denilmektedir ki, ' Ey mü'minler, ey inananlar! Oruç, izden öncekilere emrolunduğu gibi sizlere de emr olunmuş yani farz kılınmıştır.'.

Oruç ayı, İlahi rahmetin sağanak sağanak yağdığı bir aydır. Kuraklıktan çatlayan toprağa ve dudaklara can verir. Günahların taşlaştırdığı yürekler ıslanır, yumuşar, hayat bulur. Dünya yeşillenir, adeta yeniden yaratılır.

En çok da bu yağmura İslam coğrafyasının ihtiyacı vardır.

Ramazan Ayı'nın rahmet sağanağından yararlanabilmesi için de yeniden İslam'a dönmeye ihtiyacı vardır.

İslam coğrafyası, dünyanın en iyi ve yegane reçetesini kasalarında saklayıp reçetede yazılmış ilaçları kullanmayan hastalar ülkesidir. Rahmet sağanağına kendisini kapamış bu hastaların tedaviye ihtiyaçları vardır.

Maddi yönden başlı başına her alanda bir terabi ve eğitim görevini ifa eden oruç, Müslümanların riya karışmayan ve yalnız Allah'a adanan onurlu bir ibadetidir.

Bunun içindir ki, Ramazan Ayı, her saniyesi buram buram ibadet kokan ve sağanak sağanak yağan bir rahmet ayıdır.

Haydi, hep birlikte bu rahmet sofrasına… Bir deneyelim… Göreceksiniz, bu zor olmayacaktır.

Rahmet sofrasında buluşmak dileğiyle selam ve sevgiler…