Bu, İslam aleminin gözyaşıyla, kanla, katliamla karşıladığı/karşılaştığı kaçıncı Ramazan Allah aşkına. Bitmeyecek mi bu kan, bu vahşet, bu katliam. Tam iki bin yıl gurbette katliama uğrayan Yahudi ırkı şimdi, kendi vatanında hür ve bağımsız yaşamaktan başka hiçbir derdi olmayan Filistinlileri katlediyor hiç acımadan. Ve İslam alemi ikiye bölünmüş, bir kısmı işbirlikçi, ya doğrudan Yahudi'ye rampa ya da ABD'ye, kalan kısmının da elinden bağırmaktan, ağlamaktan, kınamaktan başka bir şey gelmiyor. İsyanlar ve feryatlar, hissiz vicdanlarda karşılık bulmuyor/bulamıyor. Ölen sadece Filistinliler değil, insanlık da ölüyor İsrail'in kurşunlarıyla.

İslam Âleminin isyan ve şiddetle protesto etmekten başka yapacağı bir şeyler olmalı. Meseleye sadece Filistin ölçeğinde ve yaşanan vahşetlerden kaynaklanan günlük acılar çerçevesinden bakmak yerine İslam Âleminin bilim, teknoloji ve siyasetteki mevcut durumu ve geleceği açısından bakmak zorundayız. Ve öncelikle de 'üst akıl' ya da 'ABD' gibi öcülere sallamak ve saldırmak yerine 1.6 milyar Müslümanın kendisinin yüzde biri kadar olan 16.5 milyonluk Yahudi karşısındaki çaresizliğinin sebeplerini dürüstçe arayıp bulmak zorundayız.

İslam Âleminin sanayi ve teknolojide, üretim ve pazarlamada niye ve ne kadar geri kaldığını, Yahudilerin ise hem kendi ülkelerinde hem de dağılmış bulundukları Hıristiyan dünyasındaki sanayi, ticaret ama özellikle de para, sinema-televizyon ve bilişim sektöründeki başarıları hatta hakimiyetlerini görmeden ve anlamadan kendi derdine çare bulması söz konusu olamaz. Ahlaksız ve acımasız haksızın karşısında haklı olmak yetmiyor, onun yok edici silahına sapanla, taşla değil en azından eşdeğer hatta daha üstün kalitede silahla çıkmak gerekiyor.

Cenabı Hakkın lütfettiği petrol zenginliğini insanı isyan ettiren bir alayiş, bir debdebe, bir görmemişlik yolunda harcayan, eğitime, bilime yabancı Suudiler ve onların yancısı konumundaki Körfez ülkeciklerinin bilimde ve teknolojideki geriliği, İsrail'in en çekindiği iki güç olan Irak ve Suriye'nin parçalanmasındaki rolleri her aklı başında Müslümanı isyan ettirmeli. Irak'ın bölünmesi fiilen ve resmen tamamlanmıştır. Şu anda Suriye'nin parçalanması kanla, ateşle ve ölümle adım adım gerçekleştiriliyor. Gözüken o ki, İran da potaya alınmış vaziyette. O da tamamlanırsa sıra bize gelecek dersem çok mu abartmış olurum?

Mesele salt bu ülkelerin bölünmesi değil, bu ülkelerden koparılacak parçalarla 'İsrail'e dost olmak' üzere yeni bir devlet kurulması da hedefleniyor. İsrail'e maliyeti düşük koruma sağlamak üzere inşa edilecek olan bu devlet ABD'nin yükünü de oldukça hafifletecek ama bölge ülkelerine, bu arada bize de karşılanması çok ağır maliyetler yükleyecektir.

'Yanlış hesap Bağdat'tan döner' ise niye yanlış dış siyaset Şam'dan ya da Bağdat'tan, hatta Riyad'dan, Kahire'den dönmesin. İslam Âlemi bir an önce aklını başına almak ve derlenip toparlanmak zorundadır. Bunun, yani İslam Âleminin derlenip toparlanmasının hem öncülüğü hem de uygulaması da Türkiye'ye yakışır ve düşer.