Bir kişinin bir başkasını giyimi, kuşamı, zenginliği, kültürel ve sosyal yapısıyla küçük görüp aşağılaması onun "insan" yanının fakirliğini gösterir...

Üstünlük, namuslu olmak ve dürüstlüktedir...

Peygamberimiz bir hadisinde şöyle der: "Birinin, din kardeşini hor ve hakir görmesi, ona günah olarak yeter."

Kimler geldi, kimler geçti bu dünyadan...

O yüzden, "Ne oldum değil, ne olacağım?" demek lazım!..

Yazarı bilinmeyen bu öykü, insana insanca değer verenlere gitsin!..

***

Kadın, meyhanelerden eve gelemeyen, sokaklarda sızıp yatan kocasının bu halinden şikayetçiydi. Köy halkı da o adamdan bu nedenle hoşlanmazdı.

Sarhoş adam, bir gün sokakta ölü bulundu. Kadın, cenazeyi kaldırmak istedi ama imam dahil köyde hiç kimse oralı olmadı. Kadın çaresiz kaldı. Bir kişi dahi ona yardımcı olmak istemedi. Kadın başına ne yapacaktı?..

Aklına köyün çobanı geldi. Dağ başında hayvan otlatan çobanın yanına gitti ve durumu anlattı. Kadın "Allah rızası için" diyerek yalvarınca, küfede getirilen cenaze yıkandı ve çoban tarafından toprağa verildi.

Aradan aylar geçti. Köyün dindar insanlarından biri onu rüyasında gördü. Çok şaşırdı ama önemsemedi. Aynı rüyayı bir kaç defa daha görünce, caminin imamına danışmaya gitti. Rüyasını anlattı. Aynı rüyayı imam da görmüştü. O sarhoş adam cennetteydi. Nasıl olurdu?..

İmam ve alim adam merak içindeydi. Çobanı köye çağırıp, sordular: "Sen nasıl gömdün ya da gömerken ne söyledin?"

Çoban, cahil bir adam olduğunu ve pek dua da bilmediğini ama cenazeyi defnederken, şöyle demiştim: "Allahım, sen bana bir sürü misafir gönderdin. Ben de Allah gönderdi diye hizmette kusur etmedim. Onlara iyi muamele ettim. Şimdi ben sana bir misafir gönderiyorum. Ona iyi muamele et."

İmam, çobanın sırtını sıvazlayarak yolcu etti. Kerameti anlamıştı.

***

Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle...