Af çağrısıyla, hükümlü ve tutuklular ile onları hasretle bekleyen ailelerini umuda sürükleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son yaptığı açıklamada, müjdeyi "iki bayram arası"na öteleyerek, adeta "af seçimden sonra" mesajını vermiş oldu aslında....

Bahçeli, terör ve bazı suçlar haricinde, hüküm giymiş veya tutuklanmış olanlar için istediği "af, ceza indirimi veya infaz yasasında değişiklik" için temel oluşturacak öyle bir saptama yapmıştır ki, meselenin en can alıcı noktası da işte burasıdır…

Önce, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamasına bakalım:

"5 bin hakim ve savcı, FETÖ üyesi olduğu için ayıklandı. Peki, bu 5 bin hakim ve savcının görevdeyken haksız yere yargıladığı ve cezalandırdığı insanlar nerede? Onları kim koruyacak, onlara kim sahip çıkacak? 5 bini görevden aldın da bu adamlar kime ceza vermişse onların hepsinin mahkemesinin yeniden görülmesi lazım.'

Bahçeli'nin tespiti doğrudur...

FETÖ'nün talimatıyla açılan kumpas davaların büyük bir çoğunluğunun iddianamesi, firari Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından hazırlanmıştır….

Bırakın hapse atılan ya da meslekten men edilen diğer binlerce hakim ve savcıyı, Akkaş'ın hazırladığı iddianamelerle yargılanıp, hapis cezası alanların "Kumpas var" diye feryat edip, belgeleri ortaya koymalarına rağmen "Adil yargılama" taleplerine

duyarsız kalınmasını, bu nedenle anlamak mümkün değildir!..

Hakimi hapiste, savcısı ise firari olan böylesine kumpas davalardan "adil" bir kararlar çıkabileceğini ancak, Akkaş gibi "militan" bir yargı mensubundan başka kim söyleyebilir?..

FETÖ ile sürdürülen amansız mücadelenin bu tarafında, maalesef "söylem-eylem çelişkisi" vardır...

O yüzden ortaya çıkan tablo, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" atasözünü hatırlatmaktadır...

Devlet Bahçeli, bu tespitiyle; seslendirdiği 'af' talebine ciddi ve tutarlı bir dayanak bulmuştur...

Hepsi için söylemiyorum ama Akkaş gibi FETÖ talimatıyla görev yapan hakim ve savcılar, şimdi mahkum ettikleri o insanlarla aynı çatı altında, 'adil yargılanmak'tan söz etmektedirler…

Bu bir "ilahi" adalettir...

Bahçeli'nin hatırlattığı ise "devletin adaleti"dir!..

Ve devlet, gecikmeden bu çelişkiyi ortadan kaldırarak, sapla samanı ayırmak zorundadır!..