Samsun'da yaşıyorum, Samsunlunun Samsunspor sevdasını ve o sevdanın sembolü Samsunpor'un düştüğü halden duyduğu üzüntüyü yakından biliyor ve ruhumda hissediyorum. Samsunspor'un efsane başkanı İsmail Uyanık'ın 13 yıl aradan sonra yeniden başkanlığa gelmesine her Samsunlu gibi ben de çok sevindim. Bunu anlamak da anlatmak da kolay; zor olan Fenerbahçeli olmadığım halde Ali Koç'un kazanmasına niye sevindiğimi anlatmak.

Sahi niye sevindim ki? Sakın sevgi dilinin şiddet dilini yenmesine sevinmiş olmayayım. Futbolun ya da daha kapsayıcı bir ifadeyle sporun düşmanlık değil dostluk üretmesi gerektiğine inandığımdan ve Ali Koç'un bende ve toplumun çok geniş kesiminde bu umudu yeşertmiş olmasından mı yoksa? Ya da artık kendisini yenilmez sanan ve yenileyemez olan Aziz Yıldırım'ın hiç beklenmedik mağlubiyetinden mi?

Ali Koç, çok büyük umutlar uyandırarak geldi işbaşına. Bu hem avantajı hem de dezavantajı. Güven desteği de getirir beraberinde. Ama aynı zamanda yükselen beklentiler başarıların yetersiz görülmesine de yol açabilir. Sade bir başkanın ve de yönetimin yaptığında çok başarılı sayılacağı işler beklentiyi yükseltenler için yetersiz bulunabilir. Kurumsallaşacak, dili ve tavrı normalleşecek bir Fenerbahçe diğer kulüplere de örnek olabilir ve sırf bu tavrıyla bile Türk sporuna büyük yarar sağlar.

İsmail Uyanık'ın başkanlığa geri dönüşüne sevindiğimi yazmıştım başlarken. Doğru; çok sevindim, kulübün geleceği adına, Samsunspor'un kurumsallaşması, kente mal olması ve sağlam adımlarla geldiği yere yeniden dönmesi adına. Bundan en ufak şüphem yok. Biraz sabırla, geleceği doğru planlayarak ve yeniden futbolcu yetiştiren bir kent ve o kentin futbolcu fabrikası takımı olarak geleceğe atılacak sağlam adımlara inanıyorum ve bu inancımda yalnız da değilim. Konuştuğum herkes bu inancı dillendiriyor.

Evet; seviniyorum ama aynı zamanda da üzülüyorum, kaybedilen kaynağa, ondan da önemlisi zamana ve çekilen sıkıntılara, acılara hayıflanıyorum. Zamanında uzatılmayan bir takım etkili ve yetkili eller bu kulübün ve bu kentin 13 yılına mal oldular. Ama şimdi geçmişi deşmenin, yaraları kaşımanın zamanı değil. Yeni bir anlayış ve inançla o efsane başkanın etrafında kenetlenme ve geleceğe sağlam adımlarla ilerleme zamanıdır.

Türk sporunda güzel şeyler oluyor ve öyle sanıyorum ki çok daha güzel şeyler olacak.