İlkini geçen hafta yazdığımız ekonomi modeli konumuzun devamını yazalım:

Ekonominin son 15 yılın en kötü dönemine girdiği artık açıklanan son Mayıs ayı verilerinde de ortaya çıktı. Mayıs ayı enflasyonu açıklandı... Yıllık enflasyon yüzde 12.15 çıktı. Enflasyon bir önceki aya göre yüzde 1.62 arttı. Bu rakam son 15 yılın en yüksek Mayıs ayı enflasyonu olarak kayda geçti. Enflasyonda yeni baz hesabına geçildiğinden beri AKP hükümetinin gördüğü en yüksek yıllık enflasyon gerçekleşti. Geçen sene mayıs ayında vatandaşın cebindeki 100 liranın alım gücü bu yıl 87.5 TL'ye indi.

Ana harcama grupları itibariyle 2018 yılı Mayıs ayında endekste yer alan gruplardan, ulaştırmada %2,32, çeşitli mal ve hizmetlerde %2,06, lokanta ve oteller ile gıda ve alkolsüz içeceklerde %1,45 artış gerçekleşti.

Ana harcama grupları itibariyle 2018 yılı Mayıs ayında endekste düşüş gösteren grup olmadı. Ana harcama gruplarından alkollü içecekler ve tütün %0,15 ile en az artış gösteren grup oldu.

TÜFE'de, bir önceki yılın aynı ayına göre ev eşyası %16,87, çeşitli mal ve hizmetler %15,38, lokanta ve oteller %12,51 ve konut %11,24 ile artışın yüksek olduğu diğer ana harcama gruplarıdır.

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 2. Düzey'de bulunan 26 bölge içinde, bir önceki yılın Aralık ayına göre en yüksek artış %7,77 ile TR61 (Antalya, Isparta, Burdur) bölgesinde, bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek artış %13,99 ile TR63 (Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye) bölgesinde ve on iki aylık ortalamalara göre en yüksek artış %12,08 ile TR63 (Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye) bölgesinde gerçekleşti.

Mayıs 2018'de endekste kapsanan 407 maddeden; 58 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 279 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 70 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti.

Böyle bir ekonomi görünümü altında yeni modellere ihtiyaç olduğu artık aşikar ve bu konuda yıllardır tüm dünyada kapitalizm karşıtı ülkelere Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk'ün uyguladığı şekliyle modelini veren Milli Ekonomi Modelinin gündeme gelmesi gerekiyor.

Modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş kendi ülkesi dışında 4 milyar insanın yaşadığı ülkelerde modelinin uygulandığı söylüyor ve artık Türkiye'de uygulanmadığı için kızmaya da başlıyor.

Türk ekonomisinin derin bir kriz içinde olduğu ve herkesin çözüm aradığı bir süreçte Bursa tarihi bir kongreye ev sahipliği yaptı.
İlki 2005 yılında İstanbul'da yapılan ve sonraki yıllarda Azerbaycan, Almanya, KKTC ve Türkiye'de 9 kez düzenlenen Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongrelerinin 10'uncusu 27 Mayıs'ta Bursa'da gerçekleştirildi.
Buttim Kongre Merkezi'nde, Milli Paraların Oluşturduğu Yeni Dünya Düzeni' üst başlığı altında yapılan 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi'ne Türkiye'nin yanı sıra Avrupa Birliği ülkelerinden, Rusya'dan ve Azerbaycan'dan çok sayıda akademisyen katılarak tebliğ sundu. Kongreye vatandaşların ilgisi de çok büyük oldu. Salonu hınca hınç dolduran vatandaşlar, yaklaşık 9 saat süren kongreyi sonuna kadar dikkatle izledi.
10. Milli Ekonomi Modeli kongresine kardeş ülke Azerbaycan'dan da çok sayıda bilim adamı ve akademisyen katılarak tebliğ sundu.
Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Dünyam Ali Veliyev de katılımcılar arasındaydı. Konuşmasına, "Bu kongrede konuşmaktan çok memnunum. Burada hepimiz kainat devletinin kurulmasısın şahitleriyiz" diyerek başlayan Veliyev, "Dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk'ten ve Prof. Dr. Haydar Baş'tan ilham alıyoruz" dedi ve Atatürk'ün ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile ortaya koyduğu devlet anlayışından örnekler verdi. Azerbaycanlı bilim adamı Veliyev konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Milli Ekonomi Modeli'nde ortaya konmuş olan hedefleri yakalamada çok önemli iki güce sahibiz. Bunlardan birincisi para diğeri de devlettir. Para kapitalizme mübadele ve saklama aracı olarak görülmüştür. Oysa paranın iki önemli özelliği şu ana kadar ifade edilmemiştir. Milli Ekonomi Modeli'nde devlet sadece alan el değil, aldığından daha fazlasını verebilme kudretine sahip olan iradedir. Sosyal Devlet yaklaşımı hem sosyal adaleti hem de sürekli büyümeyi sağlamaktadır. Yani bu modelde fakir bir insanı desteklemek sanayiciyi de dolaylı olarak desteklemek demektir. Kapitalist anlayışta ise devlet global sermayenin faiz ile sattığı parasını kollayan ve faiz gelirlerini karşılamak için hariçten vergi toplayan bir irade konumuna getirilmiştir. Oysa Milli Ekonomi Modeli'nde devlet vatandaşının emeğini yine vatandaşına hizmet olarak sunan iradedir. İfade ettiğimiz üzere sadece halkından topladığı vergileri değil, aynı zamanda emisyondan elde ettiği senyoraj gelirini de halkına hizmet olarak sunacağı için Milli Ekonomi Modeli alan değil veren el konumunda bir modeldir. Böylelikle büyük Türk oğulları Atatürk ve Prof. Dr. Haydar Baş dünyada farklı olan tüm devlet modellerinden farklı bir devlet modelini ortaya koymuştur. 20. ve 21. yüzyıllarda bu modeller tüm dünyayı şekillendiriyor. Bununla biz gurur duyuyoruz. Türk olduğumuz için gurur duyuyoruz. Ne mutlu Türküm diyene." Diye konuşmasını bitirdi.

Bu kadar bilim adamının takip ettiği bir modelin en azından dikkate alınıp bir şans verilmesi gerekir. Çünkü model denenmiş ve başarılı olmuş bir modeldir.