Dernek, kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen kişi topluluğudur.

Sözcük anlamı bu.

Gurbetteki Dernek oluşumlarının amacı ise özünde, sılanın geleneklerini yaşatmak, birlik beraberliği daimi kılmak vs.

Buraya kadar tamam.

Her ne kadar kağıt üzerinde yer almasa da, her dernek veya benzer oluşum, yer aldığı şehirde ağırlığını hissettirmek, her alanda söz sahibi olmak ve yeri geldiğinde dengeleri değiştirmek amacı güder.

Aksini inkar etmek yersiz.

Gelelim asıl konumuza.

Yani asıl karın ağrımıza.

Farkındasınızdır.24 Haziran seçimleri heyecanından önce, liste telaşı vardı ülkede.

Listelerin oluşmasında, mevcut aday adayının ait olduğu ilin o bölgedeki ağırlığı baz alınan başlıca konulardandır. Yadsınamaz.

İşte tam bu noktada özellikle İstanbul'da bulunan Samsunlu hemşehrilerimiz sessiz bir çığlığa büründü.

Sessiz diyorum çünkü kimse İstanbul'da her hangi bir partiden Samsunlu bir adayın (Çağatay Kılıç hariç) listelere giremeyişini ulu orta eleştiremedi.

Peki ne yapıldı?

Perde arkasında, kulislerde dile getirildi tepkiler.

Her zamanki gibi.

Oysa tüm partilerden yaklaşık Samsunlu 25 aday adayı vardı İstanbul'dan.

Sorunun ve sorunun belli olduğu bu durumda sorumlu kim sizce?

Öyle ya Sivaslılardan sonra,İstanbulda en çok Samsunlular varken, bir konfederasyon, Avrupa yakasında ondan fazla, Anadolu yakasında 5 derneğe bağlı 80 bine yakın üye, toplamda 500 bine yaklaşan Samsunlu nasıl olurda listelerde yer almaz ?

Kulislerde gizli gizli yapılan eleştirilerde suçlu partiler.

Sevgili İstanbul'da yer alan oluşumlarda görev alan Samsunlular; Haydi şapkaları önümüze koyalım.

Hani siz partileri suçluyorsunuz ya gizli gizli,

Bence siz sorunu/Sorumluyu;

Körler sağırlar basitliğindeki dernek organizasyonlarınızda,

Aranızdaki bazılarının, Parti sözcüsü gibi davranmasında,

Her siyasi ismi baş köşeye oturtup uzun uzun dizdiğiniz methiyelerde,

Enerjinizi, birbirinizin paçasını çekmeye harcadığınız anlarda,

Donanımsız isimleri o koltuklara oturttuğunuzda,

Dernek mantığına aykırı uygulama ve icraatlarınızda,

Lafta dillendirdiğiniz Sansunluluğunuzda arayacaksınız beyler.

Unutmayınız;

Siz dağ olmadıkça, diğer dağlara alay konusu olmaktan öteye geçmez küsmeniz.

Hoş bariz bir küskünlükte görmüyoruz ya !