1965'ten bu yana yapılan seçimleri biliyorum, kimilerinde aktif olarak bulundum, aktif olarak içinde bulunmadıklarımı da bir Türk vatandaşı ve bir seçmen olarak dikkatle izledim. Üzülerek söylemek durumundayım ki bu seçimdeki kadar ağır, saldırgan ve yaralayıcı bir dil kullanıldığına hiç şahit olmadım.

Kullanılan kontrolsüz ve insafsız dil sadece muhatabını yaralamıyor, değerlerimizi ve kurumlarımızı da tahrip ediyor. Hele kimi bürokratların anlık bir gaflet ya da dalgınlıkla ama kimilerinin de 'göze girmek' ve 'daha büyük bir post kapmak' uğruna yaptıkları öylesine hareketler duyuluyor, görülüyor ki değerler ve kurumlar ve dolayısıyla millet adına yanmamak elde değil.

Nereden gelirse gelsin kanunsuz, en azından maslahata hiç de uymayan partizan emirlere direnmeyen/direnemeyen bürokrattan vazgeçtik kendi iradesiyle kanunsuzluğa kalkışan memur ve dahası amirler iddiası bile yaralayıcı. Bu tür bir haksızlığa maruz kalan ya da maruz kaldığını düşünen siyasetçilerin kullandığı eleştiri dili de ne kadar haklı olurlarsa olsunlar ne yazık ki zaman zaman aşırılığa kaçabilmekte ve aynı şekilde yaralayıcı ve tahrip edici olmakta/olabilmekte.

'Had' kelimesi 'sınır' demektir. Hani şu bizim atalarımızdan miras 'haddi bilmek' ve 'haddini bildirmek' deyişleri var ya, işte o bir zamanlar bu toplumu onca sıkıntıya rağmen ayakta tutan en temel kavramlardan birisidir. Haddi bilmek, haddi aşmamak, başkasının haddine saygı duymak ama kendi haddini de korumak, başka bir ifadeyle hem hakkın sınırını aşmamak hem de o sınırın aşılmasına izin vermemek. Ne yazık ki giderek hem haddi aşmakta daha bir sorumsuz ve saldırgan hem de haddi korumakta daha bir suskun hatta daha bir pısırık hale geliyoruz.

Bir örnek var yakın tarihimizde hem de bu kentte yaşanmış. 1931'de Serbest Fırka girdiği mahalli seçimlerde toplam 502 seçim bölgesinden 31'ini kazanmayı başarır. Bunlardan birisi de Samsun'dur ve Samsun Serbest Fırkanın kazandığı tek il merkezidir. Belediye Başkanı ise Boşnakzade Ahmet Bey'dir.

Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa seçimlerden bir süre sonra Samsun'a gelir, o sırada Serbest Fırka da kendisini feshetmiştir. Belediye Başkanı Boşnakzade Ahmet Bey 'çağrılmadığı için' akşam sofrasında yoktur. Atatürk'ün talimatıyla çağrılır ve sofraya dahil olur. Bir ara Atatürk 'Beyefendi, partiniz kapandığına göre artık siz de belediye başkanlığından istifa edersiniz' der. Ahmet Bey kimsenin beklemediği bir tavır sergiler ve 'Paşam, ben halkımın oylarıyla bu makama seçildim. İstifa edersem bu onlara saygısızlık olur. Elinizde Danıştay var, seçimlerin iptalini sağlayabilirsiniz' der. Cevap bugünlere ders olacak kadar muhteşemdir. Ne yazık ki pek bilinmez. Bir de Gazi Mustafa kemal Atatürk'ün tavrı vardır ders alınacak, Ahmet Bey'e en ufak bir söz söylemez, sadece susar ve konuyu değiştirir.

Günümüzde hem Boşnakzade Ahmet Beylere hem de Mustafa kemal Atatürklere o kadar çok ihtiyacımız var ki.