Politika, devlet ve memleket yönetme sanatıdır.

Bizde ise yalan, iftira, ve çamur atma ile kin ve nefret tohumlarını ekme sanatına dönüşmüştür.

Artık her politik grubun sanki bir ilahı ve bu ilahın da koymuş olduğu politik ahlak kuralları vardır.

Yerel, milli ve evrensel ahlak kurallarının geçerli olması gereken politik mücadele artık bunların hiçbirini tanımamaktadır. İnsan ahlak ve onurunu hiçe sayan bu anlayışın kalıcı hasarlarını kim, nasıl ortadan kaldıracaktır?

Toplumun bünyesinde meydana getirilen bu hasarlar vatan ve millet mi, yoksa koltuk ve yönetme hırsı adına mıdır?

İslam ümmetiyiz.

İslam böyle mi emrediyor?

Milletimizi millet yapan o ülvi değerleri hiçe sayanlar yada olası iktidarı uğruna harcayanlar, bu millet için ne yapacaklardır? Bu milletin hangi maddi ve manevi değerlerini inşa edeceklerdir?

Örümcek evi kadar direnci olmayan yalanlarla nereye kadar?

Yatsı vaktine kadar yürünebilir mi?

Binbir emekle eğitimcilerin, anne- babaların ve din alimlerimizin inşa ettikleri ahlak sitelerini politikacıların bir seçim döneminde allak- bullak etme hakları var mıdır?

Her politikacı yaptıklarını ve yapacaklarını anlatmalıdır. Yanlış ve yalan konuşan olursa da belgeleriyle ortaya koymalıdır. Gerek iktidar ve gerekse muhalefet bu çizgilerden sapmamalıdır. Doğruluk ve ispat esas olmalıdır.

Politikacı ne aldatmalı ve ne de yönetmeye talip olduğu toplumun aldatılmasına izin vermelidir.

Millet adına ne aldanmalı ve ne de aldatmalıdır.

Televizyonlarımızı yalan makinesine çeviren politikayı istemiyoruz. Politikacılarımızın çocuklarımıza iyi örnek olmalarını istiyoruz.

Selam ve sevgi ile…[email protected]