Sıkışan ekonomik durumdan dolayı alınan erken seçim sonunda kim kazanırsa kazansın kaybedenin vatandaş olacağı artık rakamlarla da açıkça belli oluyor. Özellikle mutfağın enflasyon rakamlarının inanılmaz noktalara geldiği çarşı pazara çıkan herkesçe malûm! 2 ay öncesine göre, yaz mevsimine gelinmiş olmasına rağmen 1 TL'lik patatesin 5 TL'ye çıkması, 2.5 TL'lik domatesin 5 TL'ye çıkması, 1.5TL'lik havucun 7 TL'ye çıkmasını kim nasıl izah edecek çok merak ediyorum! Serbest piyasa sevicisi kapitalist uşaklarının 30 senede bizi getirdiği nokta bu! Yapılan özelleştirmeler ile iyice üretimden uzaklaşan ve piyasaları kontrol eden Kamu İktisadi Teşekkülleri elden çıkınca ortaya çıkan durum şu: 2 kg toz şeker 8.5 TL.! Bir aylık elektrik faturası bana gelen 84.80 TL.! ve vatandaşta oluşan devasa kredi kartı ve kredi borcu! Vatandaş böyleyken Devletin durumu da hiç iç açıcı değil. Pazartesi günü açıklanan Merkez Bankası verilerini köşesinde E. Sağlam piyasa koşullarıyla birlikte analiz etmiş ve ortaya çıkan tabloyu değerlendirmiş:

'Merkez Bankası dış borç açıklamasında, 2018 Nisan sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın, vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku rakamını 183.3 milyar ABD doları düzeyinde açıkladı. Bu stokun 21.2 milyar ABD dolarlık kısmı, Türkiye'de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurtdışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluşuyor.

İşte seçim öncesinde yabancı yatırımcıyı tedirgin eden rakamlardan biri bu. Türkiye ekonomisinin giderek bozulan dengeler ile bu döviz miktarını nasıl üreteceği merak konusu. Merkez Bankası bağımsızlığının tartışmalı hale geldiği bir ortamda, seçim sonrasına yıkılan yükler de göz önüne alındığında, nasıl olup da Türkiye ekonomisinin bu dövizi üretecek noktaya geleceği büyük bir endişe kaynağı oluyor.

Nereden baksanız, aylık dış ticaret açıklarını da katarak, önümüzdeki bir yıl içerisinde Türkiye'nin dışarıya kaba bir hesapla 200 milyar dolarlık geri ödeme yapması gerekiyor. Buna karşılık Türkiye ekonomisinin artık yüksek büyüme dönemini geride bıraktığı, giderek yavaşlaması gerektiği de ortadayken, ekonomi bu dövizi nasıl üretecek?

Zorluklar sadece bununla da sınırlı değil. Üretim için gereken finansman konusunda artık ciddi sıkıntılar var. Bankaların sürekli artan faizler nedeniyle, 100 bin TL üzerindeki mevduata yüzde 17-18 faiz teklif ettiğini biliyoruz. Bunun kredi faizlerini en az yüzde 23-24'lere çıkarması söz konusu. Bu faiz oranlarıyla kredi alıp üretime çevirmenin ne kadar zor olacağı da açık. Bu faiz oranlarıyla zaten yeni yatırıma kalkışmanın ne kadar akılcı olacağı da ortada.

Dolayısıyla çıkan ekonomik veriler, önümüzdeki dönem işin ne kadar zor olacağını, giderek daha fazla ortaya koyuyor. Bu tablo da başta yabancı yatırımcının üzerinde ciddi bir caydırıcı etki yaratıyor. Yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelmeye çekindikçe de, kur ve faizler daha da yukarı gidiyor.

EKONOMİ SOĞUMAK ZORUNDA
Dün yayımlanan, Merkez Bankası'nın 'Kısa vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri - Nisan 2018' raporuna göre Nisan sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2017 yıl sonuna göre yüzde 6.5 oranında artışla 125.5 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 5.7 oranında artarak 70.7 milyar ABD doları olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 7.6 oranında artarak 54.8 milyar ABD dolar düzeyine ulaştı.

Borçlu bazında incelendiğinde, büyük çoğunluğu kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2017 yıl sonuna göre yüzde 12.1 oranında artarak 27.8 milyar ABD doları olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 5.2 oranında artarak 100.7 milyar ABD dolar oldu.

Dolayısıyla sadece özel sektörün değil kamunun borcu da artış eğiliminde.

Son dönemde artan kısa vadeli dış borçların büyük bölümünün geçmişten gelen borçları ödemek için yeniden kredi kullanımından kaynaklandığı ortada. Ekonomi büyürken kamu da özel sektör de yeniden borçlanabildi. Şimdi ekonomi, seçimden sonra, kime kazanırsa kazansın, soğutulmak zorunda.

Özetle; yabancıların da gördüğü gibi; ekonomide çok zor bir dönemin bizi beklediği ortada.'

[email protected]