Bu bir değerlendirme yazısı değildir, onun için çok erken, henüz bilgiler çok yetersiz. Sağlıklı bir değerlendirme ancak verilerin daha detaylı toplanmasından, özellikle de seçmen hareketlerinin kamuoyu araştırma kuruşları tarafından dört başı mamur toplanmasından sonra yapılabilir. Onun için bu yazıyı lütfen o gözle okuyup o anlayışla değerlendiriniz.

24 Haziran milletvekili seçiminin hem Samsun'da hem de Türkiye'de tek galibi MHP'dir dersek pek de abartmış olmayız sanırım. MHP hem milletvekili seçimlerinin galibi hem de Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmamasının en önemli aktörüdür. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinden yaklaşık 10 puan fazla oy alması da aday göstermeyen ve 'Bizim adayımız Sayın Erdoğan'dır' diyen MHP'nin katkısını göstermektedir. MHP liderliği ve yerel teşkilatları bu seçim sonuçlarıyla parti içinde tartışılmaz konuma gelmişlerdir.

Samsun'da bu seçimin iki kaybedeninden birisi AKP diğeri de CHP'dir. AK Parti bu seçimde Samsun'da % 11.16 gibi ciddi bir oy ve dolayısıyla da bir milletvekili kaybına uğramıştır. Ama asıl kayıp Cumhuriyet Halk Partisi'ndedir. Parti sürekli kan kaybediyor. CHP'nin 7 Haziran'da %23,13 olan oyu 1 Kasım'da %20.40'a, 24 Haziran'da ise %17.29'a gerilemiş. Bir başka ifadeyle CHP'deki kan kaybı durmuyor ya da durdurulamıyor. 24 Haziran'da Saadet Partisi'nin de CHP'ye oy getirmediği gibi bir durum söz konusu. CHP'nin 1 Kasım'da 165.910 olan oyu Saadet Partili bir adayın CHP listesinin üçüncü sırasında yer almasına rağmen 24 Haziran'da 145.944'e düşmüş. Buna mukabil SP'nin oyu da 7.248'den 12.077'ye yükselmiş; oldukça ilginç bir durum.

Görünen o ki CHP yeni seçmen kazanamıyor tam tersine sürekli seçmen kaybediyor; CHP yönetiminin bunun sebeplerini ciddiyetle araştırması ve buna bir çözüm bulması gerek. Bu kan kaybı sade Samsun'a has değil ve uzun süre devam edemez.

AK Parti Samsun'da değil tüm ülkede ciddi bir kayba uğramıştır ama bu kaybı en zarar zararla atlatır. Gerek Cumhurbaşkanlığını kazanmasının morali ve gerekse Sayın Erdoğan'ın partideki etkinliği herhangi bir sarsıntıya fırsat vermez. Sanırım Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yönetim kadroları belirlendikten sonra parti içinde de yeni bir yapılanmaya gidilir.

Bu seçimin ülke genelindeki en büyük hayal kırıklığını yaşayan partisi tartışmasız İyi Parti'dir. Kuruluş aşamasında Samsun'da en az iki ve hatta üç milletvekilliği kazanacağı gibi bir iddia ve ihtimalin nasıl olup da bir milletvekilliğiyle teselliye dönüşmesi üzerinde mutlaka durulacaktır sanırım. Seçimden önceki 'Bütün Seçimler Önemlidir Ama' başlıklı son yazımda '25 Haziran sabahı partilerin -bir iki istisna dışında- hem genel başkanları hem de üst yönetimleri ciddi bir depreme şimdiden hazırlanmak zorundalar. Kimileri mevcudu koruyamamanın ya da arttıramamanın kimileri de beklenen, en azından hayal edilen başarıyı gösterememenin eleştirileriyle karşılaşacaklardır. Kazanıldığında zafer tacı kimin başına takılacak idiyse kaybedilmenin faturası da ona ve onun kurmaylarına kesilecektir ' demiştim. Galiba bu hesaplaşmanın ilk yapılacağı karargah İyi Parti genel merkezi olacak.

Samsun diye yola çıktık ama yine kıyısından köşesinden de olsa genel siyasete dokumadan edemedik. Bu normal olsa gerek, resmin hiçbir parçası bütününden ayrı değerlendirilemez ki.

Önümüzdeki dönem ciddi çalkalanmalara, belki de parçalanmalara, gelgitlere ve hatta siyasetten silinmelere sahne olursa hiç şaşırmam.