MHP Genel Başkan Yardımcısı Sefer Aycan, önceki gün 'Bundan sonra mecliste siyaseti MHP yapacaktır. Biz ne dersek, o olacaktır. Bugün MHP mecliste kilit konumdadır ve MHP'nin genel başkanı hem Recep Tayyip Erdoğan'ı kurtarmıştır, hem Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kurtarmıştır' demiş, dün de apar topar görevden alınmış. Sözlerinin ilk bölümü mevcut anayasa çerçevesinde ne yazık ki doğru değil, ikinci bölümü de şık değil.

Sayın Aycan bir akademisyen, bir profesör, ama tıp profesörü; keşke konuşmadan önce bir hukuk profesörü ile ya da en azından, yeni anayasa değişikliklerini hazırlayan komisyonda MHP'yi temsil eden Mehmet Parsak ile görüşse de ondan sonra konuşsaydı. Hem hiç de gerçekçi olmayan o sözleri söylemez hem de makamından olmazdı.

Sayın Aycan galiba pek bilmiyor ya da biliyor da gerçeği söylemek yerine taraftarlarını coşturacak gerçek dışı söylemleri tercih ediyor. 16 Nisan Anayasa Referandumu ile geçtiğimiz ve dünyada örneği olmayan Türk tipi 'Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde' artık yetkiler piramidinin tepesinde Millet Meclisi yoktur, Cumhurbaşkanı vardır. Meclisin yetkilerinin büyük kısmı ya elinden alınarak Cumhurbaşkanlığı makamına devredilmiş ya da kullanılması adeta imkansız hale getirilmiştir. Böyle bir ortamda Mecliste 'kilit parti' ya da 'siyasetin hem kilidi hem anahtarı olma' söylemi kulağa ve gönle hoş gelse de doğru değildir.

Türk tipi 'Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' ile ABD'de uygulanan başkanlık sisteminin kısa bir karşılaştırması bu konuda fikir verir. ABD'de başkan yardımcısını halk seçer, bizde yardımcı ya da henüz sayısını bilmediğimiz başkan yardımcıları Cumhurbaşkanı tarafından atanır. ABD'de bakanların atanması senatonun onayına tabidir bizde herhangi bir onaya ihtiyaç yoktur, atama yetkisi doğrudan cumhurbaşkanına aittir. ABD'de başkanın yüksek hakimleri ataması senatonun onayıyla mümkündür, bizde ise bu yetki doğrudan cumhurbaşkanınca kullanılır.

ABD'de üst düzey kamu görevlilerinin atanması senatonun onayına tabidir, bizde ise bu yetki tamamen Cumhurbaşkanına aittir ve dahası bu atamanın esasları artık kanunla değil Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenlenecektir. Bunu ben demiyorum yeni anayasamızın 104'ncü maddesi diyor: 'Cumhurbaşkanı üst kademe yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmasına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenler.' Yani Cumhurbaşkanı isterse mevcut kanunlarımızın öngördüğü şartlarla da değiştirebilir.

ABD'de uluslararası anlaşmalar senatonun üçte ikisinin onayıyla yürürlüğe girer. Bizde ise bazı anlaşmalarda herhangi bir onaya ihtiyaç yoktur, diğer bazılarında da toplantıya katılanların salt çoğunluğunun onayı yeterlidir. Bu yetki devri veya Meclisin yetkisizliği önemlidir ama daha önemlileri de var. Bunlardan birisi 'kamu parasının harcanması' diğeri de 'milli güvenlik politikalarının belirlenmesi' konularıdır.

ABD'de başkanın bütçesinin onay mercii kongredir. Bizde bütçenin mecliste kabul edilmemesi durumunda Başkan eski bütçeyi artırarak vergi toplamaya ve harcama yapmaya yetkilidir. Konuyla ilgili anayasa maddesi aynen şöyledir: 'Bütçenin kanunun süresi içinde yürürlüğe konulamaması halinde geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerlenme oranına göre artırılarak uygulanır.'

Anayasa'nın 104'üncü maddesine göre de 'Cumhurbaşkanı milli güvenlik politikalarını belirler ve gerekli tedbirleri alır.'

Gensoru yetkisi Meclisin elinde tamamen alınmış Meclis soruşturması yetkisi ise adeta kullanılamaz hale getirilmiştir. Artık 'Meclis soruşturmasının açılması salt çoğunlukla(301 oyla) istenebilir ancak soruşturma kararı üye tam sayısının beşte üçünün (yani 360 milletvekilinin) oyuyla verilir ve yargılanması istenen bakan ancak üye tam sayısının üçte ikisinin(yani 400 milletvekilinin) oyuyla Yüce Divana sevk edilir.'

Daha birçok madde ve husus sayabilirim ama gerek yok, bu kadarı bile fazla artık herhangi bir partinin Meclis'te şu veya bu sayıyla kilit parti rolü oynamasının imkansızlığını anlamak ve anlatmak için. Yetkiler piramidinin tepesinde hangi makam varsa ve o makamda kim bulunuyorsa kilit de odur anahtar da odur; gerisi boş bir tesellidir.