Anadolu Ajansı'nın seçim gecesi abonelerine geçtiği sonuçların, Yüksek Seçim Kurulu'nun partilere bildirdiği verilerden çok çok önde olması nedeniyle ortaya atılan iddialara hiç katılmıyorum...

Nedenini anlatacağım ama önce bir "Beyin fırtınası" estirmek gerekiyor...

Her sandığın başına bir görevli bulunduracak kadar personeli olmayan Anadolu Ajansı, ne yapmıştı da YSK'nın partilere geçtiği seçim sonuçlarının çok önünde olan verileri aboneleriyle paylaşmıştı?..

Sadece personel değil, teknik alt yapıyı da hesap edersek, Anadolu Ajansı, bunu nasıl başarmıştı?..

Bu sorunun cevabını verebilmek için geçmişe bir göz atmak gerekir...

2007, 2009, 2010 ve 2012 yıllarında yapılan yerel, genel ve referandum seçim sonuçlarını sandıklar seçim kurullarına teslim edilmeden abonelere geçen haber ajansı hangisiydi?..

Hatırladınız elbette...

O haber ajansı; CİHAN'dı...

Devlet imkanlı Anadolu Ajansı başta olmak üzere İHA gibi güçlü bir haber ajansını geride bırakıyordu...

Çünkü, 24 Haziran akşamı A.A'nın yaptığı gibi onlar da sonuçları AK Parti Genel Merkezi'nden almıştı...

Verilerde, seçmen sayısı, kullanılan oy ve geçersiz oy sayıları da yoktu...

17-25 Aralık 2013'ten sonra devreden çıkarılan CİHAN, 2014 seçimlerinde partiden içeri alınmayınca aynı başarıyı gösterememişti?..

Bugün Anadolu Ajansı'nın yaptığı, dün CİHAN'ın yaptığının aynıdır...

Bu ülkede, seçim sonuçlarını en hızlı biçimde elde edecek olan teknik altyapı ve insan kaynağı bir tek AK Parti'de vardır...

Türkiye'nin en ücra köşesinde kurulan sandığın başında mutlaka bir AK Parti görevlisi olduğu ve o kişilerin sandıklar açıldıktan hemen sonra sonuçları derhal SKM'lere geçtiğini söylememe gerek yoktur!..

AK Parti'nin, YSK sonuçlarını beklemeden zafer kutlaması yapması işte bu yüzdendir...

Anadolu Ajansı'nın seçim sonuçlarını erken geçmesiyle ilgili iddiam budur...

Aksini söyleyen varsa da "hodri meydan" diyorum...

Bu arada, Atatürk'ün, Milli Mücadele yıllarında "Türkiye'nin sesini dünyaya duyuracaktır" diyerek kurduğu Anadolu Ajansı'nı itibarsızlaştırmaya kalkışmanın "milli hassasiyet" ile bağdaşmayacağını da söylemek istiyorum...