Berber koltuğuna oturdum.

Aynada sakalları uzun bir adam bakıyordu.

Adeta Oktay Akbal'ın 'Berber Aynası' kitabını hatırlatıyordu.

Kimdi bu adam?

Ben miydim?

'Bir ben vardır ben de benden içeri, bana seni gerek seni' dedim.

***

Berber Aynası kitabı ile Oktay Akbal, Sait Faik hikaye ödülünü almıştı.

Başka ödülleri de vardı.

Sedat Simavi, Türk Dil Kurumu, Orhan Kemal ödülü gibi.

***

Oktay Akbal ile tanışmıştım.

Çiçeği burnunda 'gazetecilik' yaptığım günlerdi.

Yazarımız; içtendi.

'Şairlere Ölüm Yok' derdi.

Yazılarını, kitaplarını okumuştum.

Öykümsü anıları güzeldi.

Evet/Hayır köşesi de!

Ufkun ötesini görendi.

2015 yılında vefat etmişti.

Şimdi berber aynasında anıları kaldı.

Kitaplarıyla, bilinçlerde, gönüllerde yaşayandı.

***

Berber yüzümü sabunluyordu.

'Hocam yazılarını okuyorum, hiç bizi yazmıyorsun.' diyordu.

'Sen dostumsun Sayın, Kadir Candır.' diyordum.

'Siz de öyle hocam.' diyordu.

'-Yazmak dünyayı tanımak onu dost hale getirmektir.-' diyordum.

Kimin sözüydü hatırlamıyordum!

O an genç bir müşteri, şiir söyleyerek içeri giriyordu.

Celladına aşık olmuşsa bir millet,

İster ezan, ister çan dinlet.

İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,

Müstahaktır ona her türlü zillet.

***

-Kimin bu şiir? dedi Kadir Usta.

-Bilmiyorum! dedi müşteri.

Kadir usta ile şakalaştı!

-Hocam siz bilirsiniz. dedi.

-Ömer Hayyam'ın dedim.

***

Sabunlu yüzüme baktım.

Tıraş sabununda resmi olan Yaşar Doğu'yu hatırladım. Dünya ve olimpiyat şampiyonu güreşçimizi rahmetle andım. Kendisi ile ilk röportajı yapan Sait Faik'i de…

Kadir usta :

'Sakalınızı nasıl keselim hocam?' dedi.

'Yüzümdeki ameliyat izini kapatacak şekilde.' dedim.

'İlber Ortaylı'nın sakalı gibi olsun mu?' dedi.

'Marifet sakal da değil, iç güzelliğinde, bilinçlenmekte…' dedim.

'Dış görünümde önemli hocam; sanat da, zanaat de biliyorsunuz estetik ister.' dedi.

'Evet, bu işin profesörü sensin, nasıl uygunsa öyle kes. ' dedim.

Berber aynasında uzun uzun kendimi seyrettim.

Yüzümde hep çizgiler

İçimde hep ezgiler

Uçup gitti seneler

Aynalar aynalar…

Salim Dündar'ın bu şarkısını mırıldandım.

Yoksa Zuhal Olcay'ın mıydı?

Sonuçta aynalar yalan söylemiyordu.

Bu bendim!

Ne Oktay Akbal'a, ne İlber Ortaylı'ya ne de bir başkasına benziyordum.

Ben, bana benziyordum. Benden içerdeki ben, bana!

Tıraşım bitmişti.

Ücretimi ödedim.

Şimdi hayata ilk adımını atan masum çocuklar gibiydim.

Kadir ustaya teşekkür ettim.

'İyi günler' dedim.

Şiir söyleyen müşteriye de.

İyi günler.