Din, tarih boyunca toplumların en önemli yönlendirici dinamiklerinden biri olmuştur.

Toplumları harekete geçiren iki önemli unsurdan biri din, diğeri ise milliyetçiliktir. Ve ikisi de her zaman istismar edilmiştir. Geçmişteki savaşları ve günümüzdeki ihtilalleri düşünürsek bunları doğrulamış oluruz.

Türkiye'de din ve dindarlar her zaman potansiyel rejim düşmanı ve hatta vatan düşmanı olarak algılanmışlardır. Bu konuda gerek suçlayanların ve gerekse suçlananların bazı yanlışlarının olduğunu kabul ediyoruz.

Bunların ortaya çıkmasına neden olanların başında devletin ve politikacıların yanlış tutum, davranış ve oluşturulmuş algılardır.

Yeni dönemde devletin ve politikacıların bu yanlışları tekrarlamalarını istemiyoruz.

Bunun için de devlet tüm kurumlarıyla üzerine düşen görevini yapmalıdır.

Peki, ne yapmalıdır?

Her şeyden önce din eğitimini ve öğretimini bir yabancı dil, matematik, tarih, coğrafya ve fizik eğitim ve öğretiminden ayırmamalıdır. Devlet, vatandaşlarına fizik, matematik, tarih ve coğrafyayı öğrettiği gibi dini de öğretmelidir. Ya da kendi denetiminde bu işi özelleştirmelidir.

Din eğitimi ve öğretimi süreci zorunlu ve isteğe bağlı olarak okul öncesinden üniversite son sınıfına kadar devam etmelidir.

Din öğretimi zorunlu, din eğitimi ise isteğe bağlı olarak verilmelidir.

Bunun için de Din Öğretimi Genel Müdürlüğü yanında bir de Din Eğitimi Genel Müdürlüğü acilen kurulmalıdır.

Zorunlu din öğretiminde tüm dinler ana hatlarıyla öğretilerek Müslüman olmayanların hassasiyetleri ve değerleri bilinmelidir. Çünkü, birbirlerinin hassasiyetlerini bilmeyenlerin barış içinde bir arada yaşamaları zordur. Bu zorluğu ortadan kaldırmanın yolu, aynı toplumda yaşayanların birbirlerinin değerlerini bilmeleri ve saygı göstermeleridir.

Din eğitiminde ise her yönüyle bu milletin çocuklarına doğru ve eksiksiz bir şekilde İslam Dini'ni öğretmek olmalıdır. Bu ise isteğe bağlı olmalıdır.

Bunun için de işe Diyanet İşleri Başkanlığından başlayarak İmam Hatip okullarından devamla İlahiyat fakültelerinden çıkmak olmalıdır. Yoksa havanda su dövmek olur ki, boşuna yorulmuş oluruz. Selam ile…[email protected]