Basmakalıp akademisyen ve pratisyenlerin yaptıkları tanımlardan kurtulalım ve sadete gelelim.

Peki, yasaların yaptıkları tanımları neyleyelim?

Onları da geçelim.

Sonuçta yasa koyucunun yapmış olduğu tanım vahyi ve değiştirilemez değildir. Bunun da nasıl değiştirileceği Anayasa ve yasalarda bellidir. Şartları yerine getiren her meclis bunları değiştirir.

Din öğretimi bugünkü Anayasada zorunlu olmaktadır.

Bu kapsamda her vatandaşa gerekli dini bilgileri devlet vermek zorundadır.

Din öğretimi bugünün şartlarında ilkokul 4. Sınıfta başlamaktadır. Bu başlangıç yaşı diğer din mensupları için mümkün olabilmekle birlikte İslam toplumu için asla doğru değildir. İslam toplumunda din öğretimi ve eğitimi altı yaşında başlamak zorundadır. Bu da okul öncesi çağa tekabül eder.

Din öğretiminde temel amaç, her çocuğa bütün dinlerin özellikleri ile birlikte aynı din mensuplarının değerlerini öğretmek olmalıdır. Bu nedenledir ki din öğretimi programları bütünüyle değişmeli, ihtiyaca cevap verecek şekle getirilmelidir.

Her din kendi kutsal kitaplarına göre tanıtılmalı ve öğretilmelidir. Böylelikle çocuklarımıza hikaye- masal değil, bilgi değeri olan kitaplardan hem kendi dinini hem de başkalarının dinini asgari düzeyde öğrenmelidir. Asgari düzeyi her dinin alimleri belirlemelidir.

Bir Müslüman çocuk Hz. İsa (as)'yı hem İncil'e hem de Kur'an'a göre öğrenmelidir. Aynı durum diğer din peygamberleri için de söz konusudur. Benzer durum ilah anlayışları için de geçerlidir.

Bugünkü din öğretimimiz, ' ne İsa'ya ve ne de Musa'ya ' yaranmaktadır.

İslami bir toplum olan milletimizin bütün fertleri Kur'an ve Sünnet'e göre DİĞER DİN VE PAYGAMBERLERİ öğrenme hakkına sahiptir. Bunları devlet usulüne uygun ve doğru bir şekilde öğretmezse kendisi değişik yerlerden değişik yollarla öğrenecektir.

Devlet vatandaşın bu hakkını vermezse, vatandaş onu değişik yer ve yollardan elde etmeye çalışacaktır. İşte sapkınlıkların ilk adımı da burada atılmaktadır.

Aynı dünyayı, ülkeyi, kenti ve hatta mahalleyi paylaşan insanların barış içinde bir arada yaşamalarının ilk şartı birbirlerinin değerlerine ve kutsallarına saygı göstermektir. İnsanın bilmediği değere ve kutsala saygı göstermesi mümkün olmaz.

Geleceğin Türkiyesi'ni inşa etmeye çaalışan her politikacı ve aydın işe buradan başlamasının gereğine inanıyoruz. Selam ve sevgi ile…