Toplumlar tarihi yaratan büyük şahsiyetleri sayesinde bugünlere gelmiştir. Bize düşen görev tarihimizi, tarihi yaratan ve bize kutsal vatan topraklarını bırakan yüce ruhlu memleket evlatlarını tanımalıyız ve hatırlamalıyız. Onların büyük fikirlerinden yararlanmalıyız. Tarihimizi yaratan kutsal vatan topraklarını bize bırakan ve bu uğurda canlarını feda eden büyüklerimizi hiç unutmadan onların fikirlerinden yararlanmalıyız. Tarihimizde önemli bir yer tutan büyük şahsiyetlerimizin hatıralarını günümüze yansıtan şekliyle gençlerimize ve toplumumuza tanıtmalıyız.

Sadece mahkemeler insanları yargılamaz. Tarih de insanları yargılar. Kazanılan zaferlerin ardından Dumlupınar'da 8 yaşında ,10 yaşında ,14 yaşında insanlar yatıyor. Çanakkale'de de öyle ... Bağımsızlığın önemini anlamayan toplumlar ,başkalarının hegomnyasına girerler. Tarihin bize öğrettiği ders budur.Milli birliğimiz ve bölünmez bütünlüğümüz için milli ruh ve seciyemizin ana damarını besleyen tarih şuurumuzu gençlerimize vermeliyiz. Başta Atatürk olmak üzere bütün büyüklerimizi şükran duygularımızla yad etmeliyiz. Kendi değerlerini yücelten ve nesilden nesile aktarabilen toplumları ,top tüfek yıkamaz. Milli ruh ve seciyeyi gençlerimize ilim ve irfanın yanında mutlaka vermeliyiz. İlkokula başlamadan bütün çocuklarımızı Çanakkale'ye götürüp Çanakkale ruhunu yaşatmalıyız. Çanakkale öyle bir toprak parçasıdır ki 1 metrekareye 15 ton insan kanı akmıştır. Kurşunlar havada birbirinin içine girmiştir.Ülkemizi işgal etmek isteyen emperyalist ülkeler topuyla, tüfeğiyle bize saldırdılar. Çanakkale'de onları denize döktük.Kurtulanlar da kaçıp gittiler. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, "Zulmün topu, tüfeği kalesi varsa ,Hakkın da bükülmez kolu dönmez yüzü vardır." demek suretiyle iman gücümüzün önemini vurgulamıştır.

Her milletin hayatında bir Çanakkale yoktur.Çanakkale ruhunu kalbimizin derinliklerinde her dem taze tutup varlık misyonu olarak geleceğe ümitle bakmalıyız.