Geçen sezonun devre arasında alacakları ödenmediği için 'haklı olarak' sözleşmesini fesih eden Çağrı Ortakaya, Samsunspor'la ilişkisini kesmişti.
Eski takım arkadaşları Samsunspor'da birçok sıkıntıyla boğuşurken, o ise tatiline devam etmiş, ara sıra da antrenman yapmıştı. Tabiki bu sürede bazı kulüplerle de görüşmüş ama netice alamamıştı.
Samsunspor'da işler düzelmeye başlayıp, oyunculara ödemeler yapılınca da, Çağrı geri döndü.
Geldiği gibi de yeniden ilk 11'de oynamaya başladı.
Performansıyla geçmişteki gidip gelmelerini camiaya unutturdu, hakkını vermek lazım nerede görev verilirse elinden gelenin en iyisini yaptı.
Bu sezon başında ise yönetim Çağrı'yı kadroda düşündüğü için tüm alacağını yatırdı.
Ancak bu kez de Çağrı, '2. Lig'de oynamak istemiyorum' diyerek gitmek istedi.
Yönetim de, 'tabiki kardeşim getir 500 bin TL'lik bonservis bedelini, git' dedi.
Takım Samsun'da harıl harıl çalışırken, Çağrı'ya hem başka kulüplerle görüşmesi hem de kafasını toplaması için izin verildi.
Sonuç Çağrı bonservisine 500 bin TL verecek kulüp bulamadı ve kürkçü dükkanına geri döndü.
Şimdi parasını alamadığı zaman profesyonel olduğunu hatırlayıp, hemen federasyona koşan 1 ayda da alacağı yatmayınca giden Çağrı efendi, 5 kuruş alacağın yokken, sözleşmen devam ederken, bu tavırların hangi profesyonellik, buna bir açıklık getir de, seni de anlayalım...
Bumerang gibi sürekli gidip gelen bir oyuncuya bu camia artık nasıl güvenecek?
Tabiki dedikodular da yok değil...
Geçen sezon şu anda futbol komitesi içinde yer alan Celil Sağır'ın katıldığı spor programlarında Çağrı'yı çok eleştirdiği, Çağrı'nın da bundan dolayı kalmak istemediği konuşuluyor. Neden bu ise daha vahim...
Çatır çatır Neymar eleştiriliyor, Messi eleştiriliyor, sende eleştirileceksin...
Eleştirilmek istemiyorsan, işini düzgün yapacaksın, yeri geldiğinde de kulağını tıkayacaksın...
Ekmek paranı kazandığın yerle de yaptığın gibi alay etmeyeceksin...
Ya varsındır, ya yoksundur...