'Karac´oğlan der ki kondum göçülmez, / Acıdır ecel şerbeti içilmez.

Üç derdim var birbirinden seçilmez,/ Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.'

Derdimizden biri de ölümdür.

Özdemir Asaf bir şiirinde, 'Ne zaman bir bildiği ölse birinin, / Onu son ölüm sayar kalır o.' demişti. Biz de galiba öyle olduk.

İki gün ara ile iki dostumuzu kaybettik.

Bunlardan biri hafızlık ve çocukluk arkadaşım aynı zamanda komşum Hüseyin Aydın, diğeri ise Metin Yeşilyurt idi.

Ayrılık bir hüzün nedeni ise son anda dostuna karşı insani ve İslami görevi yapamamak da ikinci bir üzüntü nedenidir.

İnsanlar mutluluk güneşi ile doğarlar, hüzün yağmuru ile de ölürler.

Herkesi az ya da çok ıslatan hüzün yağmuruna karşı şemsiye henüz bulunamamıştır.

Son günlerin hüzün yağmurlarından biri de Metin'indi.

Azrail bu!

Bizim oralarda sık sık tekrarlanan bir tekerlemede, 'Azrail salar pençe; bakmaz ihtiyar gence' derler.

Merhum C. S. Tarancı Otuz Beş Yaş Şiiri'nde;

'Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. / Dante gibi ortasındayız ömrün. '
derken 70 yaşına kadar yaşayacağının hesabını yapmıştı. Öyle olmadı. 70 yaşında değil 46 yaşında ölmüştür.

Ve Tarancı şiirinin sonunda şunu ifade etmiştir:

' Neylersin ölüm herkesin başında. / Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? / Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.'

Hesaplarımız tutmuyor. Bunun hesabını yalnız Allah yapar. Dirilten ve öldüren yalnız O'dur.

Bizi öldüren hastalığımız değil, yüce Allah'tır. Geride bıraktıklarımız da bir namazlık saltanatımızda karşımızda el bağlayıp şahitlik ve dua yapanlar da öyle inanıyorlar.

Ölüm bu! Nice canları yurtlarından ayırırken nice gözlerden pınarlar akıttı. Ölüm bu! Nice babaları ve anneleri çocuklarının bağırlarından, nice evlatları da anne- babaların yüreklerinden kopardı.

Ölüm bu! Nice ayrılmayan sevgilileri, arkadaşları ve dostları birbirlerinden ayırdı.

Ama yine de ölüm güzeldir.

'Ölüm güzel şey budur perde arkasından haber

Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber'(NFK) diyen şair demeseydi de güzeldir. Çünkü Allah neylerse güzel eyleyendir.

Şairin dizelerindeki derin sevgi ile
'Ve serin serviler altında kalan kabrinde/ Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.' Dualarımız sizinle demekten başka ne diyebiliriz ki?