Gazetecilik de bir meslektir ama çalışma koşulları ve hayat düzeniyle diğer mesleklerden farklı yanı çoktur…

Herkesten bir gün önceyi yaşayan gazeteci, bu yönleriyle sıradan biri değildir.

Mesela; geçmişte iş bitmeden yemeğe çıkılamadığı için "çay simit" gazetecinin yemeği olmuştur...

Ücretlerin azlığı ve çalışma saatlerindeki düzensizlik üzerine, "Gazetecinin parası pul, karısı duldur" deyimi ortaya çıkmıştır...

Ünlü tiyatro yazarı ve gazeteci Necati Cumalı'nın tanımlamasında gazeteci,

"Uyanık olduğu her vakti mesleğine vakfeden kişi" olarak ifade edilmiştir..

Elbette bunları, "memur' zihniyetinde yani belirli saatler arasında 'vakit dolsun da gidelim' mantığıyla çalışan, canı istediğinde gazetecilik yapan, heyecanını yitirmiş ve bazı kurumlara bağladıkları hortumlarla malı götürerek zenginleşmiş "çakma" tipler için söylemiyorum...

Çünkü, onların derdi gazetecilik değil "para"dır...

Yüreğini bu mesleğe adayan, çalışkan, mert ve olumsuz şartlarda bile işini hakkaniyet içinde yapan arkadaşlara sözüm yok!...

Zaman zaman onlarla da gazetecilik ahlakı içinde tartışmam olmuştur ama ortak değerlere saygısızlık asla olmamıştır…

"İzine çıkacağım" diyecektim, lafı nereye getirdim bak!..

Dert bir değil ki!..

Her gün onlarca değişik olaya muhatap olmanın yaşattığı "ruhsal medcezirler" en çok da duyarlı insanları hırpalıyor elbette...

Çünkü, 'kuyumcu terazisi"nin hassasiyeti içinde bir sorumluluk duygusunu yaşamak zordur!..

Hakim ve savcı için de, polis için de, doktor için de, bu böyledir…

"Kasıtlı" olmak başka, "yanlışlık" başkadır...

Birinde planlama vardır; Diğeri, adı üstünde yanlışlıktır…

Teknik nedenler, dikkatsizlik ve doğrulatılmayan bilgilerle oluşturulan haber ya da fotoğraflar, baskıdan sonra adeta yaydan çıkmış bir ok gibidir...

Haberde ya da fotoğraftaki yanlışlığın kişiler üzerinde açtığı "manevi yara", bütün iyi niyetlerle tedavi edilmeyi çalışılsa da sonuçta iz bırakıyor…

O yüzden daha çok özen göstermek ve "kılı kırk yarmak" düşüncesi içinde ortaya çıkan "yüksek empati" duygusunun yarattığı ruhsal fırtınaları atlatmak için iyi niyet her zaman yeterli olmuyor işte!..

Ancak, gerçekleri ortaya çıkaran doğruların, gözle görünmeyen gizli orduları vardır hep!..

Gerçekler gün gelip ortaya çıkıyor ama bu hayat, metalleri bile yoruyor..

Çok uzattım galiba...

Sağlıklı kalabilmek ve sağlıklı kararlar alabilmek için dinlenmek gerek!..

Yeniden buluşmak umuduyla izninizi istiyor ve sizleri Allah'a emanet ediyorum...