Dünkü yazımızda iki cemiyetten ve o cemiyetlere ait iki kepaze bildiriden bahsetmiştim. Kepaze dediysem kimsenin aklına ahlaki pespayelik gelmesin, benim kastım kepazeliğin en rezili olan vatana millete ihanet kepazeliğidir.

Anadolu Türklüğü onca yokluk ve yoksulluk altında bile 'hakimiyet-i milliye ve istiklal-i tam/milli egemenlik ve tam bağımsızlık' düsturuyla ayağa kalktığında İstanbul'daki efendiler bırakın o kahramanlara destek olmayı tüm güçleriyle köstek olma yarışındaydılar. Paşalar, mollalar, müderrisler ve devletliler, Sadrazam Damat Ferit, Dahiliye Nazırı Ali Kemal, Adil, Mehmet Ali, Sadettin beyler, Hoca Vasıf Efendi ve Sait Molla yetmezmiş gibi bir de Padişah-ı Ali Osman ve Halife-i Ruy-i Zemin efendimiz Sultan Vahdettin de İngiliz Muhiplerinin mensupları arasında arz-ı endam eylemekte ve vatanın kurtuluşunu 'İngiliz kavm-i necibinin atıfetinde' aramakta.

Başkan Sait Molla'dır ve kurucu o gözükür ama kurduranlar İngilizler, Sait Molla'ya önce akıl ve para sonra da talimat veren de Papaz Frew. Sözü daha fazla uzatmadan Rıza Nur'a bırakmakta fayda var: '… İngilizler, Papas Frew, Sait Molla ve Ali Kemal'ler tarafından idare olunan İngiliz Muhipleri Cemiyeti'ni teşkil ediyor. Hürriyet ve İtilaf hortluyor. Bunlar da Türk'ün menfaati aleyhinde çalışıyorlar. İngilizler Türkiye'yi parçalamak bunun içinde tefrika(ayrılık) yaratmak için propaganda yapıyorlar.'

İngiliz Muhipleri bu; gelelim şu Milli Mücadele karşıtı bildirileri Yunan uçakları tarafından atılan Teali-i İslam Cemiyeti'ne. Adı pek güzel, İslam'ın yücelmesi, ah bir de, amelleri düzgün olsa. Önce 'Cem'iyyet-i Müderrisîn(müderrisler/hocalar cemiyeti)' adıyla meslekî bir cemiyet olarak kuruldu, daha sonra da Teali-i İslam Cemiyeti ismini aldı. Kuruluştaki birinci başkanı Mustafa Sabri Efendi, ikinci başkanı da Mehmet Atıf(İskilipli Atıf Hoca) Efendidir. O zamanki sanıyla Said-i Kürdi(Said-i Nursi) de kurucularından ve yöneticilerindedir. Mustafa Sabri Efendi'nin Şeyhülislamlığa atanması üzerine Başkanlığa İskilipli Atıf Hoca getirilecek ve cemiyet tüzüğünü değiştirip kapılarını müderris olmayanlara da açarken adını Teali-i İslam olarak değiştirecektir.

O, Kuva-yı Milliyecileri aşağılayan ama Yunanlıları ve İngilizleri alkışlayan ve Kuva-yı Milliyecilerin öldürülmesini öğütleyen bildirilerin nasıl yazıldığı, kimlerin karşı çıktığı, buna rağmen nasıl dağıtıldığı kendi aralarında da tartışma konusudur ama bu tartışmalar bildirinin dağıtılmış olmasındaki utancı ortadan kaldırmaz. Genel kanı Mustafa Sabri Efendi'nin başında olduğu meşihat makamında yazılıp gönderildiği, İskilipli Atıf Hoca'nın karşı çıkmasına rağmen biraz Hükümetin baskısı biraz da Mustafa Sabri'nin damadı Bergamalı Zeki Efendi'nin dayatması sonucu dağıtıldığıdır.

Türk Milli Mücadelesi, o zamanlar düvel-i muazzama denilen büyük güçlere, onların kuklası devletlerin ve halkların tüm saldırganlıklarına ve en az onlar kadar ve hatta onlardan da vahim olmak üzere yerli asilerin, gafil ve hainlerin tüm işbirliklerine rağmen bugün 96'ıncı yıldönümünü kutlayacağımız Büyük Taarruzla zafere ulaştı. Ezeli Türk vatanı Anadolu'nun ebedi Türk vatanı olduğu askerimizin süngüleriyle bir kere daha yazıldı tarih sayfalarına. Ve kahramanlar kurtardıkları vatanlarında hür ve başları dik gezerken onlar, o işbirlikçiler, o gafiller, o hainler birer ikişer, üçer beşer, beşer onar kaçtılar hem de İngilizlere sığınarak hem de onların himayesinde ve onların vapurlarıyla. Kimi gurbette öldü, kimi 1938'de çıkarılan afla geri döndü, günah çıkarttı. Onları da yarına bırakalım izin verirseniz.