Türkiye ile birlikte Samsun da Milli Mücadele tarihinin hayati bir dönüm noktası olan19 Mayıs 1919'un yüzüncü yılına hazırlanıyor. Tüm Türkiye, hatta Türk Dünyası ve İslam Âlemi için de son derece önemli bir tarihtir 19 Mayıs 1919 ama Samsun için daha önemlidir. Çünkü 19 Mayıs 1919, ileride Milli Mücadelenin başkomutanı olacak olan 9'uncu Ordu Müfettişi Mirliva Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ayak bastığı tarihtir. Bir başka ifadeyle milletin lidere, askerin başkomutana kavuşmasının ilk adımıdır o gün Bandırma Vapurundan Tütün İskelesi'ne atılan ilk adım.

Her kent kutlayacaktır bu yüzüncü yılı, ama Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas ve Ankara herhalde daha farklı kutlayacaktır. Samsun'un 19 Mayıs 1919'a hazırlanmasında başta Vilayet ve Ondokuzmayıs Üniversitesi olmak üzere kentteki tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, özellikle de Samsun Büyükşehir Belediyesi'ne büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir.

Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zihni Şahin'in acilen ve mutlaka el atması gereken hususların başında belediye kaynaklarından beslenen birilerinin Milli Mücadele gerçeklerine ters neşriyatına derhal son vermek ve yanlış istikamete saptırılan Kurtuluş Yolu'nu hem fiziki anlamda hem de fikri planda gerçek güzergahına taşımaktır.

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından bastırılan binlerce sayfalık kitaplar biri birinin tekrarı bilgi, fotoğraf ve sözde belgelerle ama çok daha önemlisi akıl almaz çelişkiler ve dehşetengiz yanlışlar hatta yalanlarla doludur. Yalan ve yanlışlar ne yazık ki sadece okunmayan ya da meraklıları tarafından şöyle bir göz atılan kitapların çoğu açılmamış sayfalarında kalmamış sahaya da taşmıştır. Yollar değiştirilmiş, aslı astarı olmayan yerlere aslı astarı olmayan tabelalar asılmış ama daha da vahimi hiç ilgisi olmayan viraneler müze yapılmak üzere satın alınmıştır.

Bu yerlerden birisinde Mirliva Mustafa Kemal Paşa'nın halkla buluştuğu ve onları direnişe sevk ettiği, diğerinde de Hüseyin Rauf Bey'le gizlice buluşup iki gün iki gece Milli Mücadele'nin planlarını hazırladığı gibi akla ziyan gerekçeler ne yazık ki yetkili ağızlardan çeşitli toplantılarda dillendirilebilmiştir.

Mustafa Kemal Paşa ile Ali Fuat Paşa ve Hüseyin Rauf Bey Havza'da değil Amasya'da, Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'yı terk edişinden altı gün sonra buluşmuşlardır. Bu hem Atatürk'ün Nutuk'un da, hem Hüseyin Rauf Bey ve Ali Fuat Paşa'nın anılarında hem de Kazım Karabekir Paşa'nın 'İstiklal Harbimiz' adlı kitabında açık açık yazılmıştır. Söz konusu değirmenin Milli Mücadele ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun merkezindeki o malum tekkede halkla buluştuğu da, Samsun Müdafaa-i Hukuk'unun orada kurulduğu da doğru değildir. Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ne zaman, kimler tarafında ve nerede kurulduğu bilinir. Adil Pasin ve Hasan Umur Efendilerin 'Samsun'da Müdafaa-i Hukuk' kitabında tüm bilgiler vardır, meraklısı ya da ilgilisi oraya bakabilir.

Belediye tarafından finanse edilen alabildiğine lüks ve elbet bir o kadar da pahalı hatalar ambarı kitaplarda anlatılan, hafızalara kazınmak istenen Mustafa Kemal imajı gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir imajdır. O kitaplarda onca olumsuzluklar içinde bir kutlu zafere kalkışan ve sonunda başarıya ulaşan Mustafa Kemal yerine 'üç beş çapulcudan korkan, arkadaşlarını terk edip tek başına şurada burada, onun bunun evinde saklanan' bir Mirliva Mustafa Kemal Paşa tipi çiziliyor. Samsun'dan Havza'ya birilerinin himayesinde giden, Havza'da şunun bunun selamıyla geceleri o köy senin bu köy benim gezen, otelciyle kadeh tokuşturan bir Mustafa Kemal imajı sadece ona değil onun silah arkadaşlarına da saygısızlıktır. Arkadaşlarını terk eden komutan ya da komutanını koruyamayan subaylar, askerler…

Saymakla bitmez ve sağından solundan çekiştirmekle de asla düzelmez o yalanlar ve yanlışlar. Sözü 'tarih kalpazanlarına' değil işin erbabına yani gerçek tarihçilere bırakmak hem de bir an önce bırakmak şart. Ve hamdolsun ki onlar da bu kentte yeterince varlar. OMÜ ile kurulacak bir işbirliği bunca yanlıştan arınmak için hem şart hem de yeterlidir.