Bir bilim insanının, bir uzmanın feryadını taşıdık bugün manşete. İlk değil bu uyarısı Sayın Prof. Dr. Nazmi Polat'ın, daha önceleri de sık sık uyardı, dinleyen olmasa da hatta dinlemesi gerekenler özellikle kulaklarını tıkasa da.

Bu ilk uyarı olmadığı gibi kendisi de tek değil uyarıcı olarak. Uzun zamandan beri sayıları başlangıçta az da olsa giderek artan şekilde değişik disiplinlere mensup bilim insanları toplumu ısrarla uyarıyorlar. Israrla uyarıyorlar, çünkü zamanında aklımızı başımıza toplamaz, gereken tedbirleri bilinçle almaz ve kararlılıkla uygulamazsak yarın çok geç olacak. Giden habitat yani canlının doğal olarak yaşadığı ortam bir daha geri gelmez.

Kızılderili şefinin 'paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda ve son balık öldüğünde anlayacak' dediği 'beyaz adam' olmamanın ilk yolu tabiata saygı duymak ve sahip çıkmaktan geçer.

Sayın Polat, Samsun'un 'kuş cenneti' Ladik Gölü'yle ilgili endişelerini dile getirirken bu güzel vatanın 'edebiyatımıza konu olmuş' göllerinin hazin sonuna da dikkat çekiyor. Gidenlerin yanında gidecek olanlara işaret ediyor. Hiçbir tedbir almayıp, bunca uyarıları kulak ardı ettikten ve iş işten geçtikten sonra 'eyvah' diye dizlerimizi mi döveceğiz yoksa bir an önce ilmin sesine kulak verip gerekli tedbirleri alacak ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir doğa mı bırakacağız? Hangisi?

Biz küresel ısınma deyip geçiyorduk ama uzmanlar 'ısınma değil iklim değişikliği' diyorlardı. Tabiat olaylarının zamanı şaşırması olsa gerek iklim değişikliği. Artık örneklerini çok sık görüyor, sonuçlarını çoğu zaman oldukça ağır yaşıyoruz.

Küresel değişimi bir de yereldeki ihmalimizle desteklersek geleceğimize yazık ederiz.