Hepimizin cevabına ihtiyaç duyan bu soru için, en uygun yer olarak bir köşe yazısı fırsatı veren Osman KARA Beyefendiye ve Haber Gazetesi ailesine minnettarım… Teknoloji, bilim, kültür ve gelecek konuşmak üzere, en çok da Samsun'da tarihi teknolojiye büründüren somut projeleri tanıtmak için yazacağım. Bir de geleceğimizin sahibi olan gençlerimize ilham verebilmek için – ki en çok bunu önemsiyorum…

Halk olarak içinde bulunduğumuz ciddi sıkıntılar ve riskler var, bu sebeplerle teknolojiyle şekillendirilen yakın ve orta vadeli geleceği görmekte zorlanıyor hatta bazen anlamsız buluyoruz. Oysa dünyadaki 'büyük' devletler bu teknolojileri geliştirerek gelecekteki varlıklarını şimdiden tasarlıyorlar ve garantiliyorlar. Bizim geleceği algılayamıyor olmamız, sonuçlarının felaketinden korunmuş olacağımız anlamına gelmiyor ki!

Dünyanın bugünkü durumunu bilim ve teknoloji anlamında doğru anlamak zorundayız. Zira bunu anlamak için çaba göstermeyi reddettiğimizde 2 şey oluyor: 1) Dünyanın nereye gittiğini anlayamıyoruz 2) Gelecekte var olup olamayacağımızı anlayamıyoruz. Her iki sonuç ta evlatlarımız için yüklenemeyeceğimiz kadar riskli…

Riskli zira bugün için yapay zeka ile donatılmış bir 'robot-köpeğe' rap dansı yaptıran teknolojiyi geliştirenlerin evlatlarının; bu yaklaşımla gidersek çok değil 10-15 yıl sonra bizim evlatlarımızı insan yerine bile koymayacağını bugünden göremiyor muyuz? Sokağa çıkarılan teknolojiler artık orta vadeli bilim-kurgu senaryolarının sınırlarına dayandı. Evlatlarımızın gelecekteki varlıkları, bu teknolojileri anlamaların, tasarlamalarına ve üretmelerine bağlı. Gelecekte var olmak için neyi bekliyoruz?

Gezegenimizde en ciddi para yatırılan teknolojiler; güneş, rüzgar-hidrojen enerjisi gibi sürdürülebilir enerji üretim ve pil depolama sistemleri, havacılıktan tıbba, endüstriden gıdaya kadar her alanda geliştirilen 3D ve 4D üretim teknolojileri, bilhassa tıp ve teknik gıda alanlarında geliştirilen sentetik biyoloji ve genetik teknolojileri ve dijital değer transferlerine imkan veren bitcoin benzeri kripto para teknolojileridir. İnsanlığın 'B-Planı' yaşamı uzayda sürdürebilmek olduğundan ISS-Uluslararası Uzay İstasyonu'nda yıllardır bitki yetiştirilmekte ve 1 yıl orada kalabilen astronotlar artık taze besinle de beslenmektedirler. Ay'da insanla başlatılan bu geleceğe yürüyüş, uzay çalışmalarını şimdi ticari firmalara açabilmiştir. TÜM BU TEKNOLOJİLER GEZEGENİMİZİN EN ÇOK 35-50 YIL İÇİNDE KARŞILAŞACAĞI, CEHENNEMLE ÖZDEŞLEŞTİRİLEBİLECEK İKLİMSEL FELAKETLERİNDE HAYATTA KALABİLMEK İÇİNDİR!

İklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında olmamıza rağmen gelecekte hayatta kalabilme teknolojilerinden gittikçe uzaklaşıyor olmamız bir yana, bu teknolojileri geliştirebilecek elimizdeki TEK VE EN DEĞERLİ KAYNAĞIMIZ OLAN 'GELECEĞİ AÇIKÇA GÖREN YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜMÜZ -bu coğrafyadaki geleceğimize dair umutlarını yitirdiklerinden- hızlıca elimizden uçup başka ülkelere gidiyorlar. Türk varlığının gelecekte sürdürülebilmesi için gerekli tek şey olan 'aklı, gücün üzerinde görmeyi' reddettiğimiz her gün, kendi felaketimize bir adım daha yaklaşıyoruz. Gelecekte, sadece önce geleceğin fotoğrafını çekebilmeyi hayal edip sonra da gerçekleştirebilenler hayatta kalabilecekler...

Evlatlarımızın gelecekteki varlığı için kendimize -aklımıza ve vicdanımıza- dürüstçe ve sürekli olarak sormamız gereken tek soru şudur: 'Gelecekte Var Mıyız?'

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

SAMSUN ATATÜRK HEYKELİ'Nİ DİJİTALLEŞTİRME PROJESİ-1

Teknolojiyi kullanarak tarihi dijitalleştirirsek, gelecekte var olmaya ilham olur muyuz? Bu proje ülkemizde birçok rekorun sahibi; 3D taranmış en büyük heykel, 3D taranmış ilk Atatürk heykeli, 50 mikron hassasiyetinde taranmış en büyük yapı gibi. Bu tarihi ve teknik çalışmanın ayrıntılarını kısa kısa paylaşacağız. İlk iki fotoğraf Samsun Atatürk Heykeli'ni tarama sırasında ve alınan ilk yüz tarama görüntüsü, detaylar bir sonraki yazımızda.