Sadakat zor günde test edilir. Eğer varsa mayasında bir bozukluk ya da asli unsura yabancılık ihanet iyi günde itaatin arkasında yatar pusuya. Bekler, bekler ki, unsur-u asli ve kurucu irade yorulsun, ihanetin hançerleriyle kan kaybetsin, elden ayaktan kesilsin… Kesilsin ki ihanet yattığı pusudan çıksın ve son hançeri de kendisi vursun.

Osmanlı İmparatorluğu'nu kuran irade Türk'tür. İmparatorluğun unsur-u aslisi Türk'tür. Ne garip ve ne yazıktır ki, çileyi çeken de Türk, sefayı sürense eldir. Gayrı Müslim tebaadır. Askere biz gideriz, serhatlerde gazaya biz çıkar, biz şehit oluruz. Onlar işinde gücündedir, onlar işin ticaretindedir. Biz ölürken onlar dirilir. Biz tarlamızı tapanımızı bırakıp serhatleri beklerken onlar tarlalarını sürer, ekinini derer, dükkanını açar, işini geliştirir. O zenginleşir biz fakirleşiriz. Ve günü geldiğinde bizim vatanımızda, bizim duldamızda, bizim himmetimizle yaşayan, barınan, zenginleşen unsurlar pusularından çıkar, Avrupa'daki efendilerinin verdiği silahlarla bizi arkadan vurur.

Balkanlar böyle gitti elimizden. O Balkanlar ki, en az Anadolu kadar bizimdir, bizim öz vatanımızdır. Onun için hala ağlarız Balkan türküleri söylendiğinde. Onun için hala o toprakların hasretini yaşatırız gönlümüzde.

Anadolu, Batı Türk'ünün son durağı, Asya'daki son kalesi, az kaldı o da gidiyordu elimizden. Bu millet son bir gayretle doğrulmasa yerinden ve son bir imanla saldırmasa düşmana ne Türkiye kalmıştı ne de Türk.

Birileri gelmiş bu topraklara, Bafra'ya bir boş arazide 'bir zamanlar burada bir kilise vardı' iddiasıyla dualar etmiş. Etsin varsın, hiç derdim değil. Ama bu ziyaretler eğer yaklaşmakta olan 2019'a, yani Milli Mücadele'nin yüzüncü yılına karşı bir 'Pontus Rum Katliamı' gibi saçma ve gerçek dışı bir komplonun bir parçası ise, işte o zaman itiraz ederim ve de herkesin de itiraz etmesini beklerim. Hele de birileri bunu vesile kılarak Topal Osman Ağa ve öteki Milli Mücadele kahramanlarını suçlamaya kalkarsa hiç sessiz kalamam.

Topal Osman Ağa ve onun silah arkadaşları bu milleti Ermeni ve Rumların planladığı Türk katliamından kurtaran kahramanlardır. Hepsi de nurlar içinde yatsınlar…

DÜZELTME

Dünkü gazetemizde tamamen benden kaynaklanan bir hata işlenmiştir. Doğru haber eklenen yanlış bilgiyle ne yazık ki lekelenmiştir. 'Sahipleri Hapiste Malları İade' haberinin mal iadesiyle ilgili bölümü doğru, sahiplerinin hapiste olduğu bilgisi yanlıştır. Söz konusu firmaların sahipleri 'iltisak' iddiasıyla ceza almışlardır ama şu anda mahpus değillerdir. Mahkûm ile mahpus arasındaki anlam kayması tamamen benden kaynaklanmıştır. Hiçbir muhabirin ve yazı işlerinden kimsenin bu yanlışta en ufak bir rolü ve dolaysıyla vebali yoktur. Haber benim kalemimden çıkmıştır. Tüm sorumluluk bana aittir. Özür dilemek de bana düşer. Bu vesileyle öncelikle Sayın Hüseyin Tozlu, Sayın Tayfur Yeşildağ ve Ahmet Çakır Beylerden ve siz değerli okuyucularımdan özür diliyorum.