Tarihte ilk kez 2 firmanın - APPLE ve AMAZON – toplam piyasa değerleri 2.-TRİLYON USD'yi buldu - TL olarak sıfırları buraya sığdıramayız galiba! Bizim 'yetim hakkıdır' diyerek Sayıştay denetimine tabi tuttuğumuz ulusal bütçe kavramı, sermaye piyasası kurallarına uygun çalışarak hissedarlara kar payı dağıtımını sürdürebilmek için 'GRI Report' denetlemesiyle bu trilyon dolarlık şirketlerde de var. Peki onlar neden sürekli büyürken biz koca ülke neden sürekli küçülüyoruz? Ya da şöyle soralım: Ülkemizin ekonomisini bu özel firmalar gibi yönetebilseydik, neler başarabilirdik?

Oysa biz şirketlere devlet desteği olarak sermaye ve yatırım destekleri veriyor, üniversite-özel sektör işbirlikleri düzenliyoruz. Ama bu desteklerin neredeyse yarısı ya geri dönmüyor ya da ekonomik anlamda değerli çıktılar sağlayamıyor. Dünyanın nasıl başardığını anlamak ve uygulamak yerine ulusal sermaye kaynaklarımızı -örneğin betona gömerek- heba ediyoruz. Günümüz teknolojik gelişmelerinin kalbi Silikon Vadisi hep dilimizde ama onu ülkemiz şartlarına göre örnekleyemiyoruz. Üstelik onlara yepyeni hayaller kurabilmeleri için gerekli şartları sağlayamadığımız için geleceğinden endişe duyan iyi eğitimli gençlerimiz, telafisi imkansız en kötü kaybımız olarak adeta ülkemizi terketme yarışındalar.

Gün geçmiyor ki dünyada yeni bir şey icad edilmesin, yeni bir endüstriyel gelişim sağlanmasın ama topraklarımızdan uygar dünyaya katkı sağladığımız ülke markası bir teknolojimiz yok. Adını başarılı çalışmalarla duyurmuş Türk bilim insanlarının neredeyse tamamının yabancı üniversitelerde olması bir tesadüf olabilir mi?

Gelecek sadece bilim ve teknoloji üreten akıllı ülkelerin firmalarının tasarladığı şekilde olacak. Örneğin Tesla elektrikli otomobil üreten bir teknoloji firması ama yüzyıllık otomotiv endüstrisini geride bıraktı. Şimdi ABD direksiyonu olmayan otonom araçlara onay verdi; kendi kendini şarj eden, komutumuzla bizi istediğimiz yere ulaştıran, seyahat sırasında eğlenmeyi ve çalışmayı sürdürdüğümüz elektrikli araçlar çok yakında tüm otomotiv sektörünü yeniden şekillendirecek. Bilim kurgudan somut gerçeğe dönüşen bu teknolojiyi ülkemiz için düşünebiliyor muyuz?

Eğer teknoloji üretmekte biraz daha geç kalırsak, çocuklarımız 22.Yüzyıla özgür ve onurlu bir milletin evlatları olarak giremeyebilir. Bu tehlikeyi aşabilmek için eğitimi; kişisel menfaatlerimizden ve iktidar-muhalefet kavgasından acilen uzaklaştırıp, 'nesiller ötesi ulusal bir görev' olarak görebilmeliyiz…

SAMSUN ATATÜRK HEYKELİ'Nİ DİJİTALLEŞTİRME PROJESİ-2

Atatürk'ün kılıç tutan elini ilk defa böyle gördük: Eritilmiş bronzdan dökülen bir heykelde, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda kullanılan aynı teknoloji olan 3D dijital tarama yoluyla görünür hale gelen kas, kemik, deri, tırnak, damar, kumaş, metal sanatı! İlk defa Haber Gazetesi'nde paylaşılan -devamı gelecek- bu tarama görüntüsündeki hareketi ortaya çıkaran -Samsun'a ait- eşsiz sanat bu olsa gerek…