Son günlerde her yerde kullanılan bir kavram yaşamımıza girdi. Konkordato. Aslında hukuk sistemimizde çok uzun zamandan beri var olan bu müessese 7101 sayılı kanun ile yapılan bir takım değişiklikler sonrasında ve iflas ertelemenin kaldırılması ile birlikte yeni bir boyuta taşındı.

Borçlu her işletmenin veya şahısın Konkordato ilan etmesi gerektiği gibi bir süreci yaşıyoruz. Bazı kişiler veya şirketler bu süreçten gerçekten iyi niyetli borçlu olarak yararlanmak isterken bazı firmalar ise alacaklılarının 23 ay boyunca dokunamayacağı bir zırha sahip olmak istiyorlar.

Hangi sebep ile olursa olsun ülke olarak bazı konularda işin suyunu çıkartmakta üzerimize yok gibi. Dizilerden, haberler her tarafta bir konkordato çılgınlığı var. Aslında konkordato bahsedildiği gibi güzel herkesin faydalanması gereken bir müessese değil. Çünkü bu sürecin başlaması ödeme güçlüğünü, işletmenin önemli riskler altında olduğunun bütün kamuoyu ile paylaşılması sonucunu doğurmaktadır. Yani ticari itibar anlamında olumsuzlukları yaratabilecek bir süreçten bahsediyoruz. Bu itibar kaybı riskine rağmen bu denli revaçta ve gündemde olması sanırım ayrı bir araştırma konusu olmalı.

Bugün yazımızda Konkordato sürecinin başarıya ulaşması için en önemli aktörlerden biri hiç şüphesiz. Konkordato Komiserliği makamıdır.

02.06.2018 Tarih VE 30439 Sayılı Resmi Gazetede, Adalet Bakanlığı tarafından 'Konkordato Komiserinin Niteliklerine Ve Alacaklılar Kurulunun Zorunlu Olarak Oluşturulmasına Dair Yönetmelik' yayımlanmıştır. Söz konusu yönetmeliğin 4'ncü maddesinde konkordato komiserinin nitelikleri belirtilmiştir.

(1) Konkordato komiseri olarak görevlendirilecek kişilerde aşağıdaki nitelikler aranır:

  1. a) Türk vatandaşı olmak.
  2. b) Tam ehliyetli olmak.
  3. c) En az dört yıllık lisans eğitimi veren fakültelerden veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurtiçindeki veya yurtdışındaki öğretim kurumlarından mezun olmak ve beş yıldan az olmamak üzere mesleki tecrübeye sahip bulunmak.

ç) İflas etmemiş olmak.

  1. d) Son üç yıl içinde görevin gerektirdiği özen yükümlülüğüne uymadığından dolayı konkordato komiserliği görevine son verilmemiş olmak.
  2. e) Görevlendirildiği tarih itibarıyla disiplin yönünden meslekten veya memuriyetten çıkarılmamış ya da sanat icrasından veya mesleki faaliyetten yasaklanmamış olmak.
  3. f) Kamu hizmetinden yasaklı olmamak.
  4. g) Fiilen yürütmekte olduğu mesleğinin ilgili mevzuatında, konkordato komiserliğini yürütmesine engel bir hüküm bulunmamak.

ğ) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık, gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapma, yalan tanıklık ve yalan yere yemin suçlarından mahkûm olmamak.

  1. h) Terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmamak.

(2) Konkordato komiseri olarak üç kişinin görevlendirilmesi halinde, seçilecek komiserlerden birinin hukukçu ve birinin de yeminli mali müşavir olması tercih edilir.

(3) Bir kişi eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada geçici komiser ve komiser olarak görev yapamaz.

Söz konusu yönetmeliğin ikinci fıkrasının iptali yönünde İstanbul Mali Müşavirler Odası ve Ankara Mali Müşavirler Odası Danıştay nezdinde dava açtılar. Sebebi yönetmeliğin bakanlığa gönderilen halinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM )olduğu halde yönetmelikten Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) unvanı çıkartılarak yayınlanmıştır. Eksik düzenleme nedeniyle iptali istenmiştir. Söz konusu Oda Başkanlarına süreci yakından takip ettikleri ve bir haksızlığı düzeltmeye çalıştıkları için teşekkür ediyorum.

Konkordato komiseri niteliğine sahip olmak bence bu işi yapmak için yeterli değildir. Konkordato komiserliği, bilanço çıkarmayı bilen, şirket yönetimini bilen, alacaklılar toplantısını bilen şirket deneyimi olan insanların yapabileceği bir iştir. Bu konkordato eğitimi ve öğretimi ile olamaz. Dört yıllık bir lisans mezunu sıfırdan bir eğitimle bir haftada altı saatte eğitilemez.

Özetle; Konkordato müessesi iyi niyetli mali durumu bozulan borçlular için gündeme gelmelidir. Kötü niyet ayrımı ve işin suyunu çıkartanlar hızlıca sistemden çıkartılmalıdır. Geçici mühlet aşamasında da mahkemeler daha etkin olmalı süreç için üç aylık bir uzatma yerine 15 günlük kısa bir sürede değerlendirme yapılmalı; şartlar uymayan ve/veya iyi niyetli olmayan borçlunun talebi gerekiyorsa kısa bir süre içerisinde ret edilebilmelidir. Konkordato komiserliği için yönetmelikte yazılan şartların ötesinde mesleki yargı sahibi, proje hazırlamayı, mali veri analizi yapmayı, şirketlerin yönetimindeki işleyişi bilen kişilerin olması gerektiği görüşündeyim.