Yerel seçim havasına girdiğimiz bu günlerde ehil olan ve olmayan birçok kişiler başvuracaklardır.

Gerek eskiler ve gerekse yeniler birçok süzgeçlerden geçeceklerdir.

Biliyoruz ki, bu noktada objektif ölçüler yoktur. Ve yandaş ölçülerle birçokları seçileceklerdir. Ondan sonra da işlerin iyi gitmediğinden şikayetler başlayacaktır.

Denilir ki, Yavuz Sultan Selim, bir gün Sadrazam Piri Mehmet Paşa'yı huzuruna çağırır ve O'na şöyle der:

'Lalam! Allah'ın izniyle Mısır ve Arabistan'ı aldık. Hazineyi de altınla doldurduk. Artık Devlet-i Aliyye'nin yıkılması söz konusu olur mu?'

Piri Mehmet Paşa şu cevabı vermişti:

'Sultanım! Bu dedikleriniz doğru. Ancak zamanla üç şey devlete hakim olursa o zaman yıkılma mukadder olur. İzin verirseniz zat-ı Alinize arz edeyim:

Birincisi, Sadrazamlığın devlet idaresinde ilim ve maharetli olan ehil kimselere verilmemesi.

İkincisi, rüşvet kapısının açılıp her melanetin akçe işle(para ile) meşru hale getirilmesi ve makamların rüşvetle dağıtılması, haksız olan güçlünün haklı olması, haklı olan zayıfın haksız olarak muamele görmesi.

Üçüncüsü ise, makamların yandaşlara dağıtılıp önem arz eden makamlara oturtulanların kaprisli insanların arzuları istikametinde ülkeyi yönetmeleri.

Bunlar olursa o zaman devletin yıkılması mukadder olur' demiştir.

Bunun üzerine, 'doğru söylersin' anlamında başını sallayarak şu bedduayı yapmıştır:

'Bunları yapacak olanların şerrinden Allah(cc), milletimizi ve devletimizi korusun ve kurtarsın.'

Şimdiye kadar belediye başkanlığını yapmış olanlar bilinmektedir. Bunların karneleri halkımızın elindedir. Karnelerine bakarak oy versinler.

Unutmayın! Beldenizin maddi ve manevi değerlerini sizin adınıza koruyacak ve hizmete dönüştürecek kişiyi seçeceksiniz. İmam ya da devrimci seçmeyeceksiniz. Müteahhitlerin ve cambazların oyuncağı olacakları seçmeyin.

Devletin ve çocukların geleceğini düşünerek oy kullanın!

Selam ve sevgi ile…