Sultan II. Mahmut padişah (süresi 28 Temmuz 1808 – 1 Temmuz 1839), Benderli Ali Paşa, henüz bir haftasını tamamlamamış Sadr-ı Azam'dır. Fener Rum Patriği koltuğunda Gregorius oturmaktadır. Mora isyanında asiler, sivil Türkleri kılıçtan geçirirler. Yapılan araştırma, isyanda Rusların ve Fener Rum Patriğinin parmakları olduğunu ortaya koyar. Benderli Ali Paşa'nın emriyle yapılan patrikhane baskınında, Patrikhanenin Mora İsyanı ile ilişkisini gösteren belgeler bulunması üzerine yapılan mahkeme sonucunda Patrik Beşinci Gregorius, Patrikhanenin orta kapısı önünde idam edilir. Tarihler 1821'i göstermektedir.

Olaydan sonra gizli olarak toplanan patrikhane yönetimi, aynı yerde bir Türk devlet adamı asılana kadar kapının kapalı tutulmasına karar verdi.

Beşinci Gregorius, Osmanlı'da asılan ilk değil üçüncü patrik idi.

İdam edilen ilk patrik, Birinci Kiril idi. 1638'de o yılların Avrupası'nda mezhep çatışmalarında taraf tuttuğu gerekçesiyle Fransız ve Avusturya elçilerinin baskısıyla asıldı. Cesedi denize atıldı.

İkinci patrik idamı, 1657'de yaşadı. İsyan eden Eflak'in "voyvoda"sı Konstantin'e destek veren Ortodoks Patriği Üçüncü Parthenius, Parmakkapı'da asıldı. Patrik, Osmanlı mülkündeki casus teşkilatını yöneltmekle de suçlanmıştı.

İlk iki idamda sesini çıkartamayan Patrikhane, üçüncü isyandan sonra, kapının kapatılmasına ve aynı yerde bir Türk devlet adamı (büyüğü) asılana kadar da kapalı tutulmasına karar verdi.

Kim bilir belki de, ya patriğin, patrikhanenin önünde asılmasını kabullenememişlerdi veya zayıflayan Osmanlı karşısında erkeklikleri (!) tutmuştu.

"Kin Kapısı" hȃlȃ kapalı...

İşin siyasi ve stratejik boyutunun yanında, bir de teolojik ve demografik yönü var..

2006'da yapılan bir sayıma göre, İstanbul'da 4.700 civarında Rum asıllı vatandaş bulunuyor. Bunlardan biri de Barthalemous'un kendisi...

Keza, Ortodoks Rum Patrikhanesinin cemaatinin sayısı 1500 civarında olduğu ifade ediliyor; da....

22 Nisan 2010'da Edirnekapı Aya Yorgi Kilisesi'ndeki Paskalya ayininin tek kişiyle yapılması; ertesi yıl otobüslerle toplanan 30 kişinin katılması işin bir başka boyutu....

Yani ki kiliselerin cemaat üzerindeki etkisi yok denecek düzeyde...

Ama işin bir başka boyutu daha var...

İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre Paskalya Bayramı'na denk gelen Mayıs 2013'te Yunanistan'dan İstanbul'a 49.130; Nisan 2012'de ise 34.460 ziyaretçi gelmiş.

Sanki Patrikhane, Türkiye Cumhuriyetinin bir dȋni kuruluşu değil; Yunanistan'ın İstanbul başkonsolosluğu....

Patrik Efendi de Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşı değil; Yunanistan başkonsolosu... Hatta "Konstantinopol "elçisi..

Hemen belirteyim bu "Konstantinopol" lafını bilerek yazdım. Zira, hiç bir Rum asıllı Yunanlı, "İstanbul" adını kullanmaz.

BU kadar açıklamadan sonra kısa ve net olarak açıklayalım. Patrik Efendi'nin faaliyetleri inanç bazlı değil; aksine uluslararası siyasetin sonucudur.

Olayın uluslararası hukuk açısına bakalım mı?

Soru: Patrik ve patrikhane, Türkiye Cumhuriyeti yasalarının üzerinde, Uluslararası bir kimliğe sahip ve uluslararası hukuka mı tabidir?

El cevap: Patrik ve Oatrikhane Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına tabi kişi ve kuruluştur. Bağlı oldukları üst kuruluş İSTANBUL VALİLİĞİ'dir.

Lütfen dikkat!.. Bakanlar kurulu, İçişleri Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı değil... Doğrudan İstanbul Valiliğine bağlıdır.

Yani ki... Hukuki olarak Ortodoks patriği ile Draman'daki bilmem ne ilkokulunun temizlik görevlisi arasında hiç bir fark yoktur.

Yani ki: Ortodoks patriği, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir devlet görevlisidir.

Osmanlıdan bize miras kültürde 'had' kavramı çok önemlidir. Haddi bilmek edepten, bilmeyene 'usulü dairesinde' bildirmek de görevdendir…

Bilmem anlatabildim mi?