İşletmelerde, kurumlarda ve siyasette...

Koltukları hep aynı kişiler arasında paylaştırırsanız...

Ne gelişim sağlayabilir...

Ne de değişimi getirebilirsiniz...

İşletmelerde kendini yetiştirenler...

Kurumlarda gelişim sağlayanlar...

Siyasette cesaret gösterenler...

Kendilerini ifade edebilecekleri yerlere yönelir ki...

Bu da sizin en değerli sermayenizi kaptırmanız demektir!

***

İşletme ve kurumlarda her kademeyi başarıyla aşıp gelenler...

Yanlışları, hataları, vizyonsuzlukları, hedefsizlikleri görerek...

Yeni gelişim ve dönüşüm hamlesi başlatma kapasitesine sahip olanları kaybederseniz...

Ne kadar güçlü olursanız olun...

O gün geldiğinde, dairesel olarak döndüğünüzü ve bunu da ilerleme zannettiğinizi keşfedersiniz...

Elbette acı tecrübelerle...

***

Siyasette de küçük farklılıklar gösterse de aynıdır...

Güçlü olan partiler, hep o sıfatı koruduklarını zannederler...

Çünkü yukarıdan bakınca kalabalık hep aynıdır...

Ama aşağı inince...

Dairesel bölünmeler görürsünüz...

Kimi rant dairesinin içindedir ve çark döndükçe kımıldamaya niyeti yoktur...

Kimi korku dairesinin içindedir...

Yazın yediği herzelerin bir yerlerini tırmalaması korkusuyla yaşamaktadır...

Ama o dairelerin sağında ve solunda kalabalıklar vardır...

Hepsi de gelecek umuduyla oradadır...

Ve o geleceğin bir türlü gelmediğini görenler...

Birer birer kalabalığın seyrek bölgelerine doğru çaktırmadan yürürler...

İnanmışlar dairesinden uzaklaşırlar...

Korku dairesiyle işleri yoktur ama rant dairesinin içine de alınmazlar...

Ve ilk umutta...

Geçer giderler...

Sadece onlar gitse yine iyi...

Emsal oluştururlar, kulaktan kulağa, ağızdan ağıza hikayeleri anlatılır...

Yeni kaçışların ilk kıvılcımları oluverirler...

Çünkü onlara, çevresindekilere, yeni gelenlere vaat edilenler boş çıkmıştır...

***

O nedenle...

Koltuklara, makamlara hep aynı isimleri oturtmak...

Arkadan gelenlerin sürekli önünü kapatmak...

Tehlikeleri de beraberinde getirir...

Kaynaklarınızın sınırlı olduğu izlenimini verir...

Sisteminizin tekrardan ibaret olduğunu fikrini ortaya çıkarır...

Sınıfsal ayrışmalara yol açar...

Yığınlarınızda umutsuzluk, hayal kırıklığı ve sonunda da inanç kaybına neden olur...

Sonra bir bakmışınız ki...

İlk ciddi dalgada...

O yığınlar çekip gitmiş...

Bedenleri değilse bile gönülleri!