Hafta boyunca Utaş Uşakspor maçı ne olur diye soran çevreme buradan 'bakın yanılmadım' demek istiyorum...
Maçtan birkaç gün önce sabah işe giderken Haber Gazetesi Dağıtım Servisi Müdürü Orçun Demirsoy ile istişare yapmıştık. Orçun abi koyu bir Samsunsporludur. 'Maç ne olur Salim' dediğinde ona 'Abi rahat ol bu maç bizim, hatta evi sat Samsunspor'a oyna demiştim. Tabi ki kendisi beni dinlemedi. Dinleseydin şimdi ne iyi olurdu dimi abi..
Neyse dönelim maça…
Karşılaşma öncesi tahminim Uşak'tan rahat bir galibiyet alacağımız yönündeydi.
Ki, son 7-8 dakikayı saymazsak eğer öyle de oldu. Biz ne zorluklar gördük ne maçlar oynadık. O yüzden Samsunspor'un zoru sevdiğini biliyordum. Başarıya giden yolda acıyı da katlanmalısınız. Bizde 15 haftada alınan 2 mağlubiyeti acımız olarak kabul ediyoruz. Bir kere şunu unutmamak lazım Kırmızı-Beyazlıların şu ana kadar deplasmanda hiç bileği bükülmedi. 15 haftada 33 puan toplandı. 2 yenilgimizi evimizde Sancaktepe Belediyespor ve Keçiörengücü'nden aldık. Samsunspor'la karşılaşacak olan ev sahibi takımlar maç öncesi ciddi bir baskı altında kalıyor bence. Bu baskıyı, iyiye ve kötüye çevirmek aslında onların elinde.
Ama tabi ki biz izin verirsek...
Deplasmanda yenilmezlik serisi yakalamak gerçekten ciddi bir başarıdır. Bu yüzden Teknik Direktör Taner Taşkın'ı ve oyuncuları tebrik ediyorum.
Ama bazı isimler üzerinde bir disiplin otoritesinin kurulmasını gerek görüyorum. Kimse bireysel olarak bu takımda 'Messi'cilik' oynamaya kalkmasın.
Futbol bir takım oyunu ve bunu en iyi başaran amaçlarına ulaşır. Bu konuda Taner Taşkın'a iş düşüyor. Bazen bir oyuncu maç kazandırır size ama bazen de ciddi anlamda telafisi olmayan zararlar verir.
Netice itibariyle Utaş Uşakspor'u da kazasız belasız bir şekilde geride bıraktık. Gittikçe kızışan zirve yarışı bizlere de artık daha büyük heyecan yaşatıyor.
Eee nerede kalmıştık, sırada ki gelsin diyelim o zaman.
Hadi kalın sağlıcakla...