Son yıllara geçimden çok seçimler damga vurdu. Zamanında yapılan ve erkene alınan, altı ay geçmeden yenilenen üç genel seçim, bir anayasa referandumu tüm vakimizi aldı. Dört ay sonra da mahalli idareler seçimi için tekrar gideceğiz sandık başına.

Yorulduk; sadece biz seçmenler değil, partililer de, seçilmiş ve seçilecek olanlar da yoruldu. Çünkü onların aday seçilmeden çok önce başlayan ve bazıları için bir iki hafta daha sürecek olan ince tuzaklarla dolu bir 'aday adaylığı' yolculukları var. Dostlukların ayaklar altına alındığı, en yakın sanılan arkadaşlardan en akla gelmez ihanetlerin başa geldiği söylenen bir yolculuktan bahsediyorum.

Çoğu gitti azı kaldı o yolun, kimileri için bu hafta, kimileri içinde öbür hafta sonu her yerin ve her partinin değilse bile birçok yerin ve partinin adayı belli olacak. Adları 'belirleyici iradenin' onayından çıkanların bir kısmı için yarış ya başlamadan kazanılacak ya da kaybedilecek. Allah, kazanmakla kaybetmek arasındaki bıçak sırtında yürümeye mahkûm olanlara, daha doğrusu ailelerine ve umutlarını onlara bağlayanlara acısın.

Zor bir dönem bekliyor hemen herkesi. Kazanacak olanın işi, kaybedecek olandan çok daha zor. Birçok yerde yeni başkanları ve onların meclis üyelerini neredeyse bütün kaynaklarını tüketmiş ve kimileri de borca batık belediyeler bekliyor. Şu parti veya bu parti ayırarak söylemiyorum bunu; tüm partiler ve neredeyse hemen tüm belediyeler için geçerlidir bu durum. Sadece belediye ve özel idarelerin kendi bütçelerindeki daralma değildir kazanacak olanları beklenen zorluklar. Ekonomideki -geçici de olsa- kaçınılmaz genel durgunluk da zorlayacaktır yönetimleri. İnşaat sektöründeki durgunluğun/durağanlığın, özellikle de hızlı gelişen il ve ilçelerdeki belediye gelirlerine olumsuz etkisi büyük olacaktır.

Herkesin bu kaçınılmaz gerçekle yüzleşmesi ve seçim beyannamelerini hazırlarken ona göre vaatte bulunması gerekir. Yoksa gerçekleşmesi imkansız o vaatler 31 Mart'tan sonra kazanan kim olursa onun omuzlarında taşınması zor bir yük olur.

Bana göre, gerek seçim kampanyalarında ve gerekse daha sonraki süreçte tüm adayların özellikle dikkat ermesi gereken en önemli husus birleştirici/kaynaştırıcı bir üslup kullanmak olmalıdır. Toplum çok ayrıştı, adeta her konuda birbirine karşı ve karşıt iki ana gruba ayrıldık. Bunu bir an önce ortadan kaldırmak zorundayız ve kaldıracak olanlar da yerel yönetim adaylarıdır.