1789 Fransız ihtilali ile sekülerleşen ve kilise karşıtı söylemlerle oluşmuş Batı'nın yeni değerleri, tüm insanlığın ortak değerlerine dönüştürülme süreci devam etmektedir.

Bu değerlerin örgüleştirdiği ve adına çağdaş Batı Medeniyeti denilen yeni bir medeniyet ortaya konulmaya çalışılmaktadır.

Bu medeniyet eğitim, kültür, sanat ve siyaset formatlı olarak inkar temeli üzerinde kurulu bir kurgulama ile İslam ülkelerine ihraç edilmeye çalışılmaktadır. Aslında ihraç çalışmalarına gerek kalmayacak derecede bu ülkelerde insan kaynağı, yasa ve anayasa güvenceleri vardır.

  1. Akit yazarı ABDURRAHMAN Dilipak da böyle bir dönüşüme karşı olma adına konuya dikkat çekmiştir.

Gerçekten de eğitim adına işlenen bu manevi cinayet göz ardı edilebilecek cinsten değildir. Buna hiçbir vatan evladı karşı çıkmaz. Aksine eğitimimizdeki bu çarpıklığa isyan eder.

Ancak ne vardır ki, adamlar bunu bahane ederek hafızlık yapan(Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen) masum çocuklara saldırmış ve aşağılamışlardır.

Türkiye'de 12 yıllık temel eğitim zorunludur.

Altı- yedi yaşlarındaki çocuklar da matematik ve kimya bilmezler ama İngilizce öğrenirler. Sırası gelince tıpkı hafızlık yapan çocuklar gibi onlar da matematik, kimya vb. bilgileri öğreneceklerdir.

Sıra geldi Milli Eğitim'in eğitimsizliğine…

Buna ne diyeceğiz?

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Yasa'sına ne diyeceğiz?

Milli ve yerli insan yetiştirmek isteyen milletin hangi ferdi razı olur?

Amacı, çağdaş medeniyete yapıcı ortak yetiştirmek' olan bir eğitim sisteminden yerli ve milli insan yetişir mi?

Yetiştirdiğimiz gençlerimize, değerlerimize, cezaevlerimize ve gençlerimizle ilgili araştırmalarımıza ve raporlarımıza baktığımızda gördüğümüz manzara pek de iç acıcı olmamaktadır.

Bu eğitim sistemimizin yeniden dizaynı kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Bu sistemi eleştirenleri bahane ederek Kur'an'a saldırmak ise büyük bir çılgınlıktır, bu çocuklara hakarettir. Sayın velilerle birlikte Sayın Diyanet İşleri Başkanlığını göreve çağırıyoruz.

Selam ve sevgi ile…[email protected]