Yeni bir dünya kuruluyor. Kuranlarının arasında bizim olmadığımız bir dünya. Sadece Anadolu Türklüğü değil, dünya Türklüğü de yok ne yazık ki. İslam alemi de yok. Kurucuları arasında olmadığımız yenidünyada yerimizi kimler belirleyecek, bize hangi rol düşecek ya da verilecek bilen var mı ya da dert eden?

Hiç sanmıyorum, daha doğrusu eminim, çok az sayıdaki istisnaları saymazsak bilen de, ilgilenen de, dert edinen de yok. Ne yazık ki bizim ilgilenmediğimiz, dert edinmediğimiz o yenidünya bizim çocuklarımızın, torunlarımızın dünyası olacak ve onlar o dünyada oyun kurucuların kendilerine biçtiği role mecbur ve mahkûm kalacaklar.

Başka gezegenlerden ve geleceğin yapay zeka dünyasından bahsediyorum. Bu gazetede üç önemli isim iki aydan beri bu konuyu "geleceğin dünyasını" işliyorlar ve "gelecekte var olup olmayacağımızı" sorguluyorlar. Erdal Ağar yapay zeka üzerinde yurtdışında çalışmış bir tıp profesörü; Burhan Uyan ve Nami Cem İyigün iki genç avukat; onların ilgi alanı da yapay zeka. Burhan Uyan aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği'nin değişik komisyonlarında çalışıyor ve yazılımlar hazırlıyor. Nami Cem İyigün'ün sadece hukuk ve yapay zekayla ilgilenmiyor, tarihe de meraklı ve iyi bir araştırmacı; Türk tarihi üzerine yayınlanmış iki kitabı var; yapay zeka hakkındaki kitabı da yakında okuyucuyla buluşur sanıyorum.

Yenidünyayı kimler keşfedecekse yenidünyanın hakimi de onlar olacak. Tıpkı Amerika kıtasını keşfedenlerin o kıtaya ve o kıtanın sağladığı imkanları kullanarak dünyaya hakim olduğu gibi yeni kaşifler de yenidünyaya hakim olacaklar.

Geleceğin dünyasında vasat zekalara da vasat zeka sahibi insanlara da pek yer olmayacak galiba. O vasat zeka sahibi insanların işini vasattan daha zeki "yapay zekalar" yapacak. Ve o yenidünyayı vasat insandan daha zeki robotları planlayan, yapan ve kumanda eden üstün zekalar yönetecek.

O yarışa bir an önce katılmak zorundayız ve hem de hemen şimdi, hiç vakit kaybetmeden. Bu kendimiz için değil ama çocuklarımız için, mensubu olmakla övündüğümüz medeniyet halkamız için şart.

Geç kaldığımız doğru ama aradaki mesafe asla kapatılamaz değil. Pırıl pırıl Türk beyinler bilim dünyasında bir yıldız gibi parlıyorlar. Geriden pırıl pırıl gençler geliyor. Eminim ki biz devlet olarak, millet olarak "geleceğin mimarları ve mühendisleri" arasında olmaya karar verdiğimiz an bu genç beyinler bu yarışta ay yıldızlı bayrağı hedefe ulaştırmaktan sonsuz mutluluk duyacaklardır. Yeter ki karar verelim ve yeter ki tüm şaşaayı, debdebeyi, israfı bir kenara bırakıp kaynaklarımızı geleceğimizi inşa işine tahsis edelim.

Dün yaptık, bugün de yaparız. Yeter ki dert edinelim ve yeter ki isteyelim…