Dünkü köşe yazımı 'Bu aslında sadece Samsun yöneticilerini cezalandırma değil aynı zamanda tüm Türkiye'ye de bir mesaj. Konuşmayın, itiraz etmeyin, sizin de akıbetiniz Samsun'dakiler gibi olur mesajı' diye bitirmiştim. Bu günkü yazımın girişi de yine bu.

Dün konuştuğum partili partisiz herkes bu görüşüme katılıyor ve mesajının yeterince net alındığını ifade ediyordu. Bundan sonra ülkenin hiçbir ilinde ve ilçesinde hiç kimsenin 'cumhur ittifakı' ruhuna aykırı bir tavır takınması söz konusu olamaz.

Taner Tekin bu tartışmanın belki de en günahsız tarafıydı. Sadece tüm ilçelerde iddialı olduklarını söylüyor ve 'anlaşamazsak yarışırız' diyordu. Bunu derken de hem kendi genel merkezine hem de cumhur ittifakına bağlılığını vurguluyordu. Ama Samsun'u sarsan deprem onun koltuğunu da salladı. Ülkücü kökenden gelen Taner Tekin veda mesajında 'bilge lider' diye tanımladığı genel başkanına bağlılığını özellikle vurguladı.

Hakan Karaduman siyasete AK Parti gençlik kollarında başlayan ve kademe kademe ilerleyerek sonunda il başkanlığına kadar yükselen bir siyasetçi. Zamansız bir çıkışla kaybettiği koltuğunu Taner Tekin kadar kolay geri alamaz sanırım. Çünkü AK Parti'deki 'kurtlar sofrası' çok daha kalabalık, kalkanın yeri hemen kapılır ve bir daha çok zor boşalır.

'Peki ya Erhan Usta' dediğinizi duyar gibiyim. Yeni Türkiye'de yeni yapılanmalar olur mu olmaz mı, olursa o yapılanmanın neresinde yer alır bilemem ama görünen o ki kısa bir süre sonra partisiz bir milletvekili olacak. Bir taraftan 'Ben MHP'liyim, başka partiye gitmem' derken diğer taraftan da 'çekmeye gelmez boynum' diyerek sanki bir yerlere meydan okuyor. En azından dik duran siyasetçi tavrı sergiliyor. Zaman ne gösterecek? Bekleyeceğiz ve göreceğiz. Çok bekleyeceğimizi sanmıyorum.

CHP ve İYİ Parti mi? Onlar da kulakları kirişte daha şiddetli artçı depremleri bekliyorlar ve her gerilimde biraz daha umutlanıyorlar. Siyasetçiler için umut hiç tükenmeyen bir hazine imiş!