İnanın dostlar; siyaset yazmak istemiyorum. Samimi dostlarımın arkadaşlarımın çoğu da aynı kanaatte ısrarcılar ama…

Öyle olaylar yaşıyoruz ki; inanın kendimi tutamıyorum.

Ülke siyaseti 'iki partili' uygulamaya yönlendiriliyor.

Demokrasinin çok seslik şartı, naftalinlenip rafa kaldırılacak..

Eee… Ne deyim?

Benim ülkemin insanları bunu kabulleniyorlarsa,

'Elle gelen düğün bayram'

Daha düne kadar 'baş tacı' edilenler, bu gün 'Tuuu… Kaka…' oldularsa…

'kesilen-kırılan' ve fakat 'çekmeye gelmeye boyunlar' hayırlı olsunlar..

'Ben Samsun'da Cumhurbaşkanımızın yardımcısı-vekiliyim' diyenler bu gün 'kapının önünde'lerse, hem kendilerinin hem tüm toplumumuzun alacakları dersler vardır.

Hayatta 'tecrübe, yenen kazıkların bileşkesidir' derler.

Haydi, bizim Temel'in dediğini diyelim: 'Haçan bu da baa ders olsun!.'

Bu kadarla kısa kesip 'aydın havası' yaptıktan sonra esas konumuza dönelim.

Yani..

Tekrar siyasetle ilgili yazı yazmama sebep olan olaya….

Efendim,

Kazakistan Halter Federasyonu başkanı, bir kurt kafasını kestirip doldurtmuş ve…

Sayın Bahçeli'ye yaş gün hediyesi olarak göndermiş.

Sayın Bahçeli, gelen hediyeyi kabul ederek, MHP'nin müzesine koydurmuş.

Yetmemiş, etrafına aldığı bir kaç kişi ile birlikte resim çektirmiş..

Ve…

O resimler basına servis edilmiş.

Ne açıdan bakarsanız bakınız tüyler ürperten bir sahne..

Ülkücüsü için yürek yaralayan; türkücüsü için 'vahşi sırıtmasıyla tüyler ürperten' bir görüntü.

Ama niye…

Ne gerek vardı?

Bu resimle kime ne mesaj verilmeye çalışıldı.

Aklıma 1971 veya 72'de Edirnekapı Yurdu'nda yaşadığımız bir olay geldi.

O tarihlerde yurtta bir sinema-film grubu oluşturulmuştu.

Kimler vardı? Hatırlamıyorum. Ama ilk film gösterisini asla unutmadım.

Bir ABD filmi idi. Helikopterle kurt avını gösteriyordu.

Helikopterdeki eli silahlı kişi kaçan-sıkıştırılan kurtları vurup öldürüyordu.

Başka da bir şey yoktu.

Film bitmedi/ bitemedi.

Ortalık karıştı.

Sinemacıları/filmcileri de bir daha yurtta görmedim.

Birilerinin vermek istedikleri mesajı görmüş; anında karşı mesajımızı iletmiştik.

Acıdır ki, 19-20 yaşındaki bizlerin o yıllarda öldürülmelerinden rahatsızlık duyduğumuz kurtların kelleleri bu gün MHP genel merkezinde duruyor…

Bizim o yaşlarda gösterdiğimiz hassasiyeti, MHP genel merkezi bu gün göstermiyor.

Göndereni ayıplamıyorum. Yaşadığı kültür çevresine göre değerlendirmiş olması çok yüksek bir ihtimaldir.

Ama..

MHP genel merkezindekiler –hele ki Sayın Bahçeli- böyle bir görüntüyü nasıl verirler.

O görüntüyü basına-sosyal medyaya nasıl servis ederler?

İçlerinden biri bile akıl etmez mi?

…..

Kimse kusura bakmasın:

'Düşünemedik; aklımıza gelmedi' derlerse..

Kibarca söyleyeyim: IQ testine girsinler.

'Bile bile yaptık. Canım ne var bunda.'derlerse…

'Davada samimiyet'lerini test etsinler.