Af sadece ceza hukuku veya anayasa hukukunda düzenlenmiş bir kurum değildir. Aynı zamanda özel hukuk bakımından da önem arz eden bir kurum hükmündedir. Bununla birlikte bu yazı dizisinde af müessesesine ceza hukuku anlamında temas edilecektir.

Ceza hukuku bakımından af, bir suç işleyen kişinin takibi ve cezalandırılması suretiyle toplumsal erke ilişkin hakkın kullanılmasından adalet veya genel menfaat düşünceleriyle tamamen veya kısmen vazgeçilmesi anlamını taşır. Afla, geçmiş hakkında hafıza kaybı, bir başka deyişle, geçmiş unutulmak istenir.

Ceza hukuku anlamında af, genel ve özel olmak üzere iki türe ayrılmaktadır. Ortaya çıkış nedenleri ve amaçları birbirinden farklı olsa da affın her iki türü de devletin egemenlik yetkisine sahip olmanın bahşettiği affetme iradesinin birer neticesidir. Genel af niteliği gereği; hem suçu hem cezayı hem de ceza mahkûmiyetinin bütün sonuçlarını ortadan kaldırmaktadır. Özel af ise; isimleri belli olan bir veya birden fazla mahkûmun cezalarını ortadan kaldıran, azaltan veya cezanın niteliğini daha hafifleştiren bir işlemi ifade etmektedir. Bu durumda ceza mahkûmiyetin bütün neticeleri (örneğin kişinin sabıkası) baki kalır. Dolayısıyla genel affı özel aftan ayıran temel husus suçu bütün neticeleri ile ortadan kaldırması ve bu yönüyle geçmişin unutulmasını sağlamasıdır. Diğer bir ifadeyle kamuoyunda yanlış bilinenin aksine bir affın genel af mı yoksa özel af mı olduğu affa uğrayan suçların(bir suç türü de olabilir) veya aftan yararlanan kişilerin(bir kişi de olabilir) sayısına göre değil, affın sonuçlarına göre belirlenmektedir.

İki harften mürekkep olmasına rağmen çok sihirli ve bağlayıcı bir sözcük olan af, ortaya çıkardığı sonuçlar gereği her anayasada, affa karar verecek olan organın neresi veya kim olacağı, sınırlarının ve konusunun ne olacağı gibi genel çerçevesi bakımından hükme bağlanmış vaziyettedir. Bununla birlikte affa yönelik nihai düzenleme çoğu kez bir kanun ile yapılmaktadır. Zira bazı kez af düzenlemeleri kararnameler, barış antlaşmaları ve referandumlar şeklinde de ortaya çıkabilmektedir.

Türkiye özelinde ele alındığında, affı çıkarmaya yetkili makam veya merciler 1982 Anayasası'na göre belirlenmiş durumdadır. Buna göre genel affı çıkarmaya yalnızca TBMM yetkilidir. Nitekim Anayasa'nın 87. maddesinde; TBMM'nin üye tam sayısının beşte üç(360 vekil) çoğunluğunun kararı ile genel af ilanına yetkili olduğu ifade edilmektedir. Bununla birlikte, özel af çıkarmaya iki organ yetkili bulunmaktadır. Bunlardan ilki, TBMM'dir. Aynı şekilde TBMM'nin üye tam sayısının beşte üç(360 vekil) çoğunluğunun kararı ile özel af ilan edilebilir. Bu noktada belirtmek gerekir ki her suçun af kanunu kapsamına dahil edilmesi olanaklıdır. Bunun tek bir istisnası bulunmaktadır. Anayasa'nın 169. maddesinin 3. fıkrasına göre salt orman suçları için genel ve özel af çıkarılamayacağı, ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçların genel ve özel af kapsamına alınamayacağı ifade edilmiştir. Özel af çıkarmaya yetkili ikinci organ ise Cumhurbaşkanı'dır. Anayasa'nın 104. maddesinde, Cumhurbaşkanı 'sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak' konusunda yetkilendirilmiştir.