Bilindiği gibi İngiltere 2016 yılında yapmış olduğu referandumla Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı almıştır.

2017'de başlayan müzakereler sonucunda İngiltere ile AB ARASINDA BİR AYRILIŞ- ÇIKIŞ Anlaşması hazırlanmış ve İngiliz parlamentosuna sunulmuştur.

Parlamento kahir ekseriyetle bu çıkış Anlaşmasını reddetmiştir.

Yazımızın başlığını, 'BREXİT YA DA TREXİT' koymamızın bir nedeni vardır:

BREXİT 'in açılımı , 'Britanya'nın Çıkışı' şeklindedir.

Bunun ilk örneği 2012 yıllarında iflas topunu atan Yunanistan'ın para politikalarından çıkışını sembolize eden, GREXİT 'EN evirilerek kavramlaştırılmıştır.

Bir de bu kavramı Türkiye için kullanalım.

Ancak bizim politikacılar İngiliz politikacıları kadar dik durabilirler mi?

Örneğin;

Milli Nizam, Milli Selamet ve Refah Partisi zamanında Ortak Pazarı( Avrupa Birliğini) savunanları vatan haini olarak ilan ettik.

Bu insanların ne dinlerini bıraktı, ne Yahudi uşaklıklarını.

Bu konuda fetvalar verdik. AB'Yİ isteyenleri mürted ilan ettik.

Ekonomik ve kültürel alternatifler ürettik. Yılmadan, üşenmeden millete anlattık.

Bir de baktık ki, Fazilet Partisi Avrupa Birliği bayrağıyla ortaya çıktı. Ve 30 yılda dizdiğimiz tuğlalar yerle bir oldu.

Kime güveneceksin? Dünyanın ve Türkiye'nin dinamiklerini tanımadan bu milletin önüne düşenlere mi?

Evet, Türkiye için de zamanı gelince bir TREXİT Anlaşmasına ihtiyaç olur inşallah.

BREXİT Anlaşmasının reddi, AB'nin iç hesaplaşmasının henüz bitmediğini ve bitmeyeceğini göstermektedir. Türkiye açısından fevkalade önemli bir fırsattır. Bu fırsatı avantaja çevirmek Türkiye'nin politikacılarının görevidir.

AB ülkeleri arasındaki bu çatlaklık Almanya'nın ifadesiyle kapanması zor ve derin bir yaradır. Bu yara 29 Mart'tan sonra kanamaya ve kanadıkça da sancı vermeye devam edecektir.

Selam ve sevgi ile…