Bu sütunlarda Tarım yazmayı sevemedim bir türlü.

Oysa işim, alanım, eğitimim, iddiam bu.

Çok düşündüm, neden diye.

Üstelik etraf her zamankinden kat be kat 'Tarım uzmanı' dolmuşken.

Eline kağıdı ya da bir tarafına yansıyı alan başlıyor anlatmaya.

Rahatsız değilim. Bilakis mutluyum.

Buraya geleceğini yıllardır söylüyordum.

Farkındalık olması, farkındalık yaratılması eleştirilecek bir şey değil.

İyi bir şey.

Ama bir dur kardeşim; iki dakikalık iş değil bu Tarım işi.

En az onikibin yıllık iş.

Vay efendim dün bu kadarmış, bugün bu kadar olmuş; kuş kalkmış, dal sarkmış.

Amanın bir malumat bir açıklama değmeyin gitsin.

Yeter kardeşim yeter.

Bıktık sayılardan.

Sayıların ötesine geçmeliyiz artık.

Bırakın, 'anam iyi inek sağardı, dedem çiftçi idi' hikayelerini.

Bu kadar çok şey biliyordunuz da neden bu haldeyiz o zaman?

Aman stratejik plan, yıllık plan, iki sene sonra destekleme, şundan şu kadar indirdim; şundan bu kadar artırdım.

Uzay'da birinciyiz, Mars'tan arazi aldık, ektik.

Kardeşim, 2004'ten beri elinde yerel 'master planın' yok senin. Güncellemeyi bırak kaldırmışsın rafa. Neye ve nereye, hangi alt yapıya, hangi İstatistik'e, hangi araştırmaya bakacağız?

Neye inanacağız, neyi ölçü alacağız?

Yok, et aldık; et fazla, hayvan fazla.

Dön bir bak bakalım ne fazla?

Fiyat fazla kardeşim, alım gücü az.

Bu yüzden olabilir mi mesela?

Olamaz tabi. Kolay yolu var: fazla hayvan/et ithal edildi, stokta kaldı de geç.

Değil kardeşim; et alamıyoruz.

Eski akışkanlığı yok piyasanın.

Anladın.

Sanki adım attığın yerde ayağın kooperatife, tarımsal birliğe değmiyor,

Yıllarca verdiğin paralar, emtialar buharlaşmamış, her köşe başında bir kooperatif ya da birlik başkanı, yöneticisi yok.

Çıkmış arkadaş:

Vay efendim, 'kooperatifçilik tek çıkış yolu'.

Yapma ya!

Dön bir bak ülkeye; kolektif ne kalmış diye.

3-5 tane iyi örnek dışında ne var elinde.

Bak bakalım kaç cemiyet, kaç cemaat (toplumsal), ya da kısaca kaç kere kaç yatay-dikey ayrışmış sosyal yapı.

Muhtarlar ayrı, köyler ayrı, esnaf ayrı, çiftçi ayrı, sen ayrı ben ayrı.

30 yıl unut bu işi kardeşim başka bir model bul.

Üstten yukarıdan bir model.

Makro bir model.

Neo-liberalizme direnecek, ondan kırılmayacak.

Küreselleşmeci olmayan.

Yerelin aklını çalmayan, çelmeyen; onu kaynak ve üretim araçları noktasından gören.

Ulusal bir 'karşılılık' koy kardeşim.

Zihniyetini değiştir.

Ya sosyo-liberal, ya da sadece sosyal ol.

Çünkü tarım bu.

Sosyal ilişkilerin başladığı yer burası.

Anlaştık!...