Bilindiği üzere 7155 Sayılı Kanun ile 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun Konkordato ile ilgili maddelerinde önemli değişiklik yapılmış ve Konkordato ilan etmek üzere başvuruda bulunacak olanlara, makul güvence raporu alma zorunluluğu getirilmiştir.

Peki, nedir bu makul güvence?

Bir bütün olarak finansal tabloların nitelik ve nicelik bakımından önemli bir yanlışlık içermediğine dair bir sonuca varmada yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtının toplanmasıdır. Bir başka deyişle, bir denetim çalışmasında denetçinin, denetime tabi olan bilgilerin önemli yanlışlıklar içermediğine dair yüksek ancak kesin olmayan verdiği güvencedir.

Bağımsız denetçi tarafından, makul güvence veren denetim raporu, denetim kanıtlarının Türkiye Denetim Standartları (TDS) çerçevesinde değerlendirilmesi sonucunda, makul güvence seviyesine uygun şekilde oluşturulan denetçi görüşünün ve varsa dikkat çekilmek istenen diğer hususların, mahkemeye sunulması amacıyla Kurum düzenlemelerine uygun olarak hazırlanan ve imzalayan bağımsız denetim kuruluşu tarafından sorumluluğu üstlenilen belgedir.

Bağımsız denetim kuruluşu, yaptığı denetim sonucunda konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda olumlu sonuca varırsa, makul güvence veren denetim raporunu hazırlar. Borçlunun konkordato talebinde bulunduğu tarihten itibaren altmış gün içinde Kuruma bildirir.

Bu konuda hazırlanmış olan yönetmelik 30 Ocak 2019 tarihli ve 30671 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik kapsamında düzenlenecek raporlar ve bu raporlara dayanak olacak denetimlerde, bağımsız denetim kuruluşlarının faaliyetleri, hak ve yükümlülükleri, raporların inceleme ve denetimleri, bu raporlar sebebiyle doğacak idari ve hukuki sorumluluk ile diğer hususlar hakkında 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır.

Konu gerçekten hassas bir konudur ve ' makul güvence raporu ' verecek olan bağımsız denetim firmalarının bu noktada bana göre ince eleyip sık dokumaları gereken bir durum söz konusudur. Bakınız yönetmelikte açık açık ne yazmakta ' ...Bu raporlar sebebiyle doğacak idari ve hukuki sorumluluk ile diğer hususlar hakkında 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır… ' yani denetçi bu raporu tanzim ederken denetim standartlarını harfiyen uygulamak durumundadır. Makul güvence raporu verildikten itibaren finansal tablo kalemleri ile ilgili olarak oluşacak ve ortaya çıkabilecek her türlü olumsuzluktan doğrudan doğruya sorumlu olunduğu unutulmamalıdır.

Makul Güvence raporu düzenleme olgusu bağımsız denetim firmaları için yeni bir iş olanağıdır, ancak barındırdığı büyük riski de göz ardı etmemek ve ona göre tedbir almak gerekir…

İyi haftalar diliyorum...