Samsunspor Başkanı İsmail Uyanık ile öyle uzun boylu bir dostluğumuz olduğunu söyleyemem. Kendisiyle elbette tanışırız, sağ olsun karşılaştığımızda muhabbetini esirgemez. Lakin aramızdaki merhabayı koyulaştıracak fırsatı ne yazık ki bulabilmiş değilim.

Öte yandan, hem köşe yazılarımda hem de özel sohbetlerimde İsmail Beyin yöneticilik tarzına olan beğenimi çok defalar ifade ettim. Gerçekten de soğukkanlı, duruşu düzgün, temsil kabiliyeti yüksek ve bir o kadar da başarıya odaklanmış bir yöneticidir, İsmail Başkan...
Onun altyapıya ve amatör kulüplere verdiği önem, zaten kamuoyu tarafından biliniyor. Samsunspor'u başarıdan başarıya taşıdığı yıllarda takımın iskeletini oluşturan oyuncuların altyapıdan ya da amatör kulüplerden yetiştiğini hepimiz hatırlarız. Sıkıntılı dönemden çıkış için anahtarın yine altyapı ve amatör kulüpler olduğunu da her fırsatta dile getirmesi ondan...

Ancak İsmail Uyanık'ın bu hafta yaptığı Selanikspor ziyaretini amatör kulüplere gösterdiği ilgiden biraz daha farklı anlamlandırmak gerekir.
Çünkü Selanikspor, herhangi bir mahalli kulüp değil.

İki önemli misyonu var bu kulübün...

Birincisi, Atatürk'ün doğduğu şehir olan Selanik ile kurtuluş meşalesini yaktığı şehir olan Samsun ile bir köprü kuruyor olmasından kaynaklanıyor... Armasında Atatürk olan Samsunspor'un başkanına da Selanikspor'a omuz vermek pek yakışıyor tabii...

Selanikspor'un ikinci bir özelliği de kentimizin sosyal ve ekonomik açıdan en sorunlu kesimlerinde yaşayan gençlere spor yapma imkanı sağlamasıdır. Toplumun iş ve aş bulmada en çok zorlanan, eğitim ve sağlık imkanlarına en zor ulaşan ve bazen ötekileştirilen Roman kardeşlerimizin spor yaparken aynı zamanda mahalle dayanışması ruhunu da böylece pekiştirdiklerinin altını çizmek lazım.

Unutmamak lazım ki Samsunlu olmanın birinci şartı mahalle aidiyetinden geçiyor. Ne kadar İlyasköylü,Selahiyeli, Zeytinlikli, Kadıköylü iseniz o kadar da Samsunlu oluyorsunuz çünkü...

Bu nedenle İsmail Uyanık, Selanikspor'u ziyaret ederek aslında bir anlamda öncü bir adım atmış oldu... Yukarıda izah etmeye çalıştığım iki sebepten dolayı Samsunlular, Selanikspor'a maddi manevi destek olmalı...

Selanikspor başkanı Fikret Gökçen, son derece kısıtlı imkanlarla kulübü ayakta tutmaya çalışıyor. Gençlerin spor yapacakları sahaları yetersiz. Malzemeleri noksan. Maça çıkmak için gerekli giderleri mahallenin olanaklarıyla sağlamaları mümkün değil. Ancak Fikret Başkan ve arkadaşları cansiperane bir gayretle uğraşıyorlar. Gençler, bütün yokluğa rağmen sportif başarı konusunda imkanları daha iyi olan amatör kulüpler karşısında büyük başarılara imza atıyorlar.

Oysa biraz desteklenseler hem sportif manada üstün başarı elde edebilirler hem de sosyal sorumluluk açısından örnek projelere imza atmaları mümkün olabilir.

Samsun Valiliğinin, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün, Gençlik Spor il müdürlüğünün, Büyükşehir ve Canik Belediyelerinin Selanikspor'a omuz vermeleri gerek...

Tabii sivil toplum örgütlerinin de bu konuda hassas olması gerekir. Atatürkçülüğü bayrak edinen STK'ların... Eğitim odaklı cemiyetlerin... Spora odaklı sivil kuruluşların...

Selanikspor'a sahip çıkma konusunda bir diğer değerli adım Karadeniz Rumeli Dernekleri Federasyonundan geldi. Selanikspor, bu güçlü federasyonun üyelerinden birisi oldu. Çok da yakıştı.

Biliyorum, Federasyon başkanı Kemalettin Altınsoy, Atakum'da büyük bir cemiyet binası inşaatıyla uğraşıyor. Ekonomik darboğazın zirvede olduğu şu dönemde böyle bir işi bitirmek de kolay değil.

Ancak inanıyorum ki bina hizmete girdikten sonra mali açıdan önünü görür görmez, Selanikspor'a da bir omuz vereceklerdir.

Karadeniz'e ve bilhassa Samsun'a yerleşmiş Selaniklilerin bu güzide spor kulübüne sahip çıkıp amatörlükten profesyonelliğe adım atmalarını sağlamalarını hayal ediyorum. Selanikspor'un sadece Selanikli Roman kardeşlerimizin değil, başta Balkan kökenliler olmak üzere tüm Samsunlular'ın desteklediği bir takım olması neden mümkün olmasın ki?
Federasyon yönetiminde olan Salih Meriç, jimnastik başta olmak üzere amatör sporla çok ilgili, enerjik bir kardeşimiz. Bu projeyi omuzlayıp götürmek de belki ona nasip olur...

Günün birinde Selanikspor'un profesyonelleştiğini, maçların binlerce taraftarın akın ettiğini, yetiştirdiği yıldızların Samsunspor forması giydiğini düşünmek bile güzel...

Gözlerinizi kapatın ve hayal edin: Selaniksporlu taraftarlar hep bir ağızdan İzmir marşını söylüyor...
"Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa...
Adın yazılacak mücevher taşa...
Yaşa Selanikspor yaşa...
Adın yazılacak 1her zaman başa..."