Bu üçü de gündemde.

Hangisini yazalım? Üçünden de biraz yazalım izninizle.

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığına nihayet, Nasreddin Hoca gibi kuyudan Hilali kuyudan çıkarır gibi çekerek bir AK PARTİLİ Başkan getirdik. On yedi yılda Samsunlular ancak başarabilmişlerdir.

Hayırlı olsun diyor ve bundan sonraki çalışmalarının inşallah seçim çalışmaları gibi olmamasını diliyorum. Anti parantez ifade edelim ki, seçim süreci iyi yönetilememiştir. Seçim propaganda sürecinde AK PARTİLİLER GOLLERİNİ HEP KENDİ KALELERİNE ATMIŞLARDIR.

Gelelim İslamcılara ve FETÖÇÜLERE: Bu iki grubun gelip dayandığı ortak iki noktaya işaret etmek istiyoruz.

Her şeyden önce AK PARTİ kurulurken İslamcılık iddiasıyla kurulmamıştır ama omurgasını İslamcılar meydana getirmekteydi. Partinin doğal ve şimdiki lideri partisinin çalışmalarında İslami değerleri referans almayacağını deklere etmişti.

Belirtmekte yarar vardır ki, gerek seçimle ve gerekse tayinle bünyesine bir çok İslamcı istihdam etmiştir.

Burada fırsata dönüştürülen iki önemli alan ortaya çıkmıştır:

Bunlardan birincisi, ticaret yani para; İkincisi ise bürokratik yükselme yani makam.

Bu iki alanı herkes kendi çıkarına kullandı. Birincileri hiçbir ölçü tanımaksızın Karun gibi mal biriktirmeyi, diğerleri de Firavun gibi yükselmeyi hedefledi.

Peki, bu işin FETÖ'cülerle ilgisi nedir?

FETÖ de gençleri yüksel tahsil sonrası makamlarla kandırmıştır. Aynı yapıyı destekleyen orta direği de zenginleştirmiştir.

Sonuçta din ve dindarlık kisvesi altında İslamcılar siyasal iktidarı, FETÖ'cüler de devleti ellerine geçirmeye çalışmışlardır.

Böylelikle İslamcılar 150 yıllık sevdalarını, FETÖ'çüler de ülkenin 50 yıllık birikimini yok etmişlerdir. Her iki gurubun ortak kötü noktası dini dünyevileştirip amaçları için kullanmalarıdır.

Dileriz ki, Müslümanlar bu yanlışlarına( dini dünyevi amaçlar uğruna harcamada) ısrarcı olmazlar. Kaybeden din değil insandır. İslam davasının sahibi Allah'tır. Bu davaya sarılanlar dünyada ve ahirette kurtulurlar. Selam ve sevgi ile…

[email protected]