Play-off çeyrek final ilk maçı Sakarya'da oynandı.
Sakaryaspor taraftarı yine kapalı gişe çekirdek, telefon olmadan 90 dakika boyunca takımına tam destek veriyor.
Oyuna iyi de başladık ama devamını getiremedik.
Verilmeyen net bir penaltı ve kaçan net gol pozisyonları.
Bu ülkede 'hakemligi artık yeni baştan gözden geçirme vakti geldi de geçiyor bence'
Gözünün önünde olan bir penaltı vermemek veya verememek nedir?
Ya ahh, vahh dediğimiz Samet'in kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyon.
Sonuç ilk turu 1-0'lık skorla kaybediyoruz.
***
İkinci 45 dakikaya sözüm yok, yine oyundan çekinen ve top kontrolünü yapamayan bir Samsunspor.
Hocalık görevimiz ve işimiz değil, hocacılık oynamayı da sevmem.
Herkes bildiği işi yapmalı,
Lakin...
Futboldan az, çok anlayan bir insan sahada neler yapılması gerektiğini bilir diye düşünüyorum.
Gündüz Sarıyer-Kastamonuspor 1966 maçını izledim.
Bir takımın kazanabilme adına neler yaptığını birkez daha gördüm.
Sarıyer fark atabileceği bir maçı 1-0'lık skorla kazandı.
Bizde Sakaryaspor'a 1-0'lık skorla mağlup olduk.
Ev sahibi takımları ilk turda avantajı sağladı.
***
Ama bu işin bir de deplasmanı var...
Samsunspor, eminimki kendi evinde taraftarıyla bu işi bitirecek.
13 Mayıs Pazartesi günü bu işi Samsun 19 Mayıs Stadyumu'nda bitireceğiz.
Buna önce inanmak lazım tabi...
Ruh diyoruz ya hani o ruh her neredeyse geri gelsin artık, iş işten geçmeden.
Üzgünüz, ama her şey bitmiş değil.
***
Bir parantez de Sakaryaspor taraftarına açmak istiyorum.
Futbolda kardeşlik olmaz derlerdi de inanmazdım.
Samsunspor tribünündeki pankarta saldırmak, onu indirmeye kalkışmakta nedir?
Hayırdır, ne oldu da böyle bir çirkinlikte bulundunuz?
Futbolu kirletmeyin, insanları germeyin...
Kalın sağlıcakla.