Biz insanoğlu gerçekten nankörüz…

Ne yaşadıklarımızdan ders alıyoruz, ne de içinde bulunduğumuz bunca nimete şükrediyoruz.

Bu nimetlerin bizde daim kalacağını düşünüyoruz.

En şiddetli hastalıklardan biri sinsi hastalıktır.

Belirtileri; görülen yahut hissedilen türden değildir.

Yakalandığınızda çok ciddi zarar verir.

Bu hastalığın adı ,'Nimete alışma hastalığı' dır.

O nimetlerin sürekli sende kalacağını sanma…

Ben, bu nimetlerle ömür boyu birlikte olacağım diye aldanma…

O nimetlere sakın ola ki alışma…

Sen, sayamayacağın nimetler içindesin, onu sana vereni unutma…

Nicesi o güne, senin sahip olduğun nimetlerden mahrum başlamıştır,

Nicesi güven içindeyken o gün korkarak kalkmıştır.

Nice çalışan o gün işsiz kalmıştır.

Nice zengin o gün fakir düşmüştür.

Nice gözü gören o gün kör olmuştur.

Nice sağlıklı insan o gün sağlığını kaybetmiştir.

Sen, bu nimetlere sahipsen eğer, şükretmeye değer.

Şükretmezsen eğer, nimete nankörlük etmiş olursun.

Nimetin kıymetini bilmemiş olursun.

İşte o zaman; onu veren, o nimeti senden alır, bir başkasına verir.

Onun içindir ki;

Hem nimetin kıymetini bileceksin, hem de ona alışmayacaksın…

İnatla o nimetleri suiistimal etmeye çalışmayacaksın…

Hele de şu mübarek ayda…

Yaşıyoruz kırılgan bir fayda…

Unutmayacaksın…