Biz şehit yakınları Abdullah Öcalan'ın bebek katili olduğunu biliyoruz davanın resmi müdahillerinden birisi olarak canımızın yandığını, canımızın aradan geçen uzun yıllara rağmen acımaya ve yanmaya devam ettiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Benim 83 yaşındaki annem PKK terör örgütünün vahşice şehit ettiği Şehit Astsubay İlhan Hamlı'nın annesi Bedriye Hamlı, 27 yıldır her cuma günü yaz kış hastalık demeden şehitliğe şehidinin mezarına gidiyor. 27 yılda bir gün bile şehidinin sesini dahi duyamadı, sıcak tenine dokunamadı. 27 yıldır buz gibi bir mezar taşına evladım diye sarılıyor. Suçu günahı nedir? Sadece annem değil diğer şehit anneleri de aynı şekilde kalan yaşamlarını tarifsiz bir acıyla devam ettiriyorlar. Bütün bunların nedeni terörist başı Abdullah Öcalan iken bebek katilinin İmralı'dan mesaj vermesini şehitlerimize hakaret sayıyor ve içimize sindiremiyoruz.

Türk Ceza Kanunun 125. maddesi gereğince idam cezasına çarptırıldığı halde siyasi ayak oyunları ile kesinleşmiş cezası müebbet hapse çevrilmiş bir hükümlünün 8 yıl aradan sonra Avukatları ile görüşüp dışarıya mesaj vermesini düşündüğümüzde aklımızla alay edildiğini düşünüyoruz. Acaba bunun sebebi nedir? Ne değişmiştir, suçsuzluğu mu ortaya çıkmıştır? Herkesi kandırabilirsiniz ama o davanın resmi müdahili olan şehit yakınlarını ve gazileri kandıramazsınız. Çünkü acıyı biz çekiyoruz. Evlat sizin değilse, şehit vermek kolaydır. Herkes empati yapsın, şehit acısından, evladını şehit vermekten bahsediyorum. Adalet bu mu? Asrın davası dediğimiz o davanın resmi müdahili olarak hatırlatmak istiyorum, Kenya'da yakalanıp, 16 Şubat 1999'da Kenya'dan Türkiye'ye getirilen terörist başı Öcalan, 31 Mayıs 1999'da İmralı adasında kurulan özel mahkemede yargılanmaya başlandı. Ne tesadüftür ki, 20 yıl önce hükmü kesinleşen bebek katili yine mayıs ayında avukatları ile görüşüyor, görüştürülüyor. Bebek katili Öcalan'dan kim ne fayda umuyorsa, dışarıya mesaj vermesine izin veriliyor. İddiamız boşuna değil, şehit annesi olan annem bir iğneyi vurdurmak için bile devlet hastanesinde de kuyruğa girerken devlet, Öcalan'ın sağlığına ve gıdasına ciddi anlamda dikkat ediyor. Acaba bu ayrıcalık terörist başı için niye? Biz bu ülkede milletçe açılım saçmalığı adı altında talihsiz bir süreç yaşadık. O süreçten ders alınmış olsaydı, bebek katiline avukatları ile görüşme imkanı verilir miydi? Bizim bilmediğimiz devam eden bir davası mı var ki bu görüşme imkanı veriliyor? Bunu ne hukuken ne de vicdanen kabul etmek doğru değildir.30 binden fazla cana sebep olan bebek katilini acaba birileri mi koruyor? Bunu bilmiyoruz. Bebek katili Öcalan yaptıklarından asla pişman olmadı. O öyle bir tohum ekti ki, onun ektiği kin ve nefret tohumunun bir sonucu olarak PKK terör örgütü hala kan döküyor, sivil asker, polis ayrımı yapmıyor. Bu kadar mı akıl tutulması yaşıyoruz ki bebek katili Türkiye'nin içi dışı hain kaynarken yine devreye sokuluyor?

2019 Nisan ayının sadece son 10 gününde kaç şehit verdik, bunun ne kadar farkındayız? Niye bu koç yiğitleri şehit veriyoruz? Son 35 yılda kara toprağın kara bağrına kefenlerinden kan damlayarak, canımız acıyarak bıraktığımız şehitlerimizin ne günahı vardı? Bebek katilinin durup dururken devreye sokulması, açıklama yapmasına izin verilmesini kabul eden acaba nasıl bir vicdandır? İmralı'da bir şeyler oluyor ama neler olduğunu neden bu yola girildiğini de bilmiyoruz? Bugüne kadar ateş olmayan yerden duman çıktığını görmedik, kim bilir daha neler göreceğiz! İdamı kaldırarak bebek katiline hak ettiği cezayı çektirmeyenleri bir kez daha Allah'a havale ediyoruz.