Mekke-i Mükerreme'nin fethindeyiz.

Allah (cc) ölümsüz mesajından indirmiş olduğu Ayet-i Kerime'de şöyle buyuruyor:

'Şüphesiz Allah, size şunları emrediyor: Emanetleri ehline veresiniz ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit adaletle hükmedesiniz, hakikat Allah size ne güzel va´z (öğüt) veriyor, şüphesiz ki Allah semi (hakkıyla işiten), basir ( yaptıklarınızı hakkıyla gören) dir.(Nisa,58)'.

Kabe'nin içinde gelen bu ilahi mesaj, hem Müslüman'ı ve hem de Müslüman olmayanı kapsamaktadır: Mekke valisi henüz iman etmemişti ama Kabe'nin anahtarları ona iade edilmesi emri gelmişti. Çünkü ehliyet, imandan öncedir.

İslam'a göre insanın ilişkileri ya Rabbiyle, ya insanlarla ya da kendisiyle yani nefsiyledir. Müslüman bu üç şeyle ilişkilerini sürdürürken riayet etmek zorunda olduğu emanetler vardır.

Tefsir ve Fıkıh alimlerimizden merhum Elmalı Yazır Fıkıh Istılahları Kamusu'nda İnsanın, 'Rabbiyle olan muamelesinde emanete riayeti, Hakk'ın emirlerini yerine getirmesi, yasaklarından kaçınmasıdır.'

İbn Mesud (ra) diyor ki:

'Her şeyde emanete riayet vaciptir, hatta abdestte, gusülde, namazda,, zekatta, oruçta bile.'

İnsanın insanlarla olan ilişkilerinde emanete riayet çerçevesinde kendisine bırakılan emanetleri korur, onlara ihanet etmez, ölçüde ve tartıda doğruluktan ayrılmaz, insanların ayıplarını aramaz ve yaymaz, görevleri ve işleri ehliyetli adamlara vermede ihmal etmezler.

İnsanın nefsiyle olan muamelelerinde ise dini dünyası için yararlı olan şeyleri yapar.

Bu Ayet-i Kerime'de emredilen ve Müslüman'ın riayet etmekle sorumlu tutulmuş adalet uygulaması yalnız Müslümanları değil, bütün bir insanlığı kapsamaktadır.

Hz. Ali(ra), Halife iken bir Yahudi ile yargılanmasını hepimiz biliyoruz. Yahudi, zırhını elinde gördüğü Hz. Ali hakkında kadı(yargıç) Şurayha; '… Bu zırhı benden satın aldı, parasını vermedi' diyerek dava açmıştı. Hakim usulüne uygun yargılamasını yapar ve Hz. Ali'yi(İslam Devlet Başk. Halifeyi) suçlu bulur. 'Ya zırhı vereceksin ya da bedelini' der.

Tam da bu sırada Yahudi, 'Hayır, zırh senindir, İslam'ın hakka ve adalete ne dereceye kadar yer ayırdığını anlamak istemiştim. Tam bir kanaat edindim ki, İslam dini hak ve adalet dini imiş. BEN DE MÜSLÜMAN OLUYORUM.'

İşte İslam bu adalet anlayışıyla yayılmıştır.

Bugün hangi birimiz halimizle ve adil uygulamalarımızla insanların İslam'a girmelerine örnek olabiliyoruz? Selam ve dua ile…

[email protected]