Merhabalar… Bir yılı aşkın süredir çalışmakta olduğum ve her zaman gurur duyduğum Haber Medya Grubu bünyesinde yer alan Haber Gazetesi'nde bu hafta itibariyle yazılarımla siz değerli okuyucularımın karşısında olacağım.

Cinemaximum Samsun Piazza'da geçtiğimiz haftalarda 'Alem-i Cin' filmi vizyona girdi. Sinemayla çok fazla haşır neşir olmasam da film izlemeyi seviyorum. Bu filme gitmedim çünkü girişi de gelişmesi de sonucu da tahmin edebiliyorum. Bu eleştiriyi sık sık duyuyorsunuzdur, değerli okurlarım belki çok klişe ama bir kere de benden duyun isterim. Korku filmi yapamıyoruz galiba. Çünkü korku filmi denince bizim senaristlerimizin aklına hemen cin, peri, büyü konuları geliyor.

Her şey standart. Bir aile yeni eve taşınır, küçük kızları evde bebek bulur olaylar ondan sonra gelişir. E hani vizyon? Hani sinevizyon? Bir adım ileri gitsek keşke şu korku filmleri konusunda. Gerçekten korksak ama metafizik konuların olmadığı bir korku filmi izlesek ağız tadıyla. 'Ama nerde' dediğinizi duyar gibiyim.

Aslına bakarsanız korku unsurunun din üzerinden yapılmasını yanlış buluyorum ben. Neden dini alet ettiklerini eleştiriyorum. E bende topluluğun ve sinema tüketicisinin bir parçasıysam eleştirmek en doğal hakkım. Türk yönetmen ve senaristlere naçizane tavsiyem; biraz daha ufuklarını genişletmeleri ve artık farklı filmler ortaya koymaları yönünde olacaktır. Aynı senaryoları ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar. Haksız mıyım?