Tüketim toplumunun kalbindeki gizli mekanizma Planlı Eskitme günümüz çağının yegane sorunu olmada başı çekiyor.

Kullandığımız telefon, bilgisayar, elektronik ev aletleri, beyaz eşyalar gibi ve birçok üründe eskime durumu ve dayanıksızlık söz konusu. Bunun nedeni ise planlı eskitme dediğimiz üreticiler tarafından ürünün ömrünü kısaltması. Bu durumlar son derece planlı, programlı ve kapitalist sisteme göre kar ederek ve sermayeyi büyüterek yapılmasıdır. Yani tüketim, tüketim ve tüketim. Al, kullan, at ve yenisini al. Bunları yaparken de hızlı ol.

Bu bir pazarlama taktiği aslında. Daha çok ürün satılmasını ve bozulan ürünü tamir olanağı ile parasal olarak bir döngü sağlıyor.

Hiçbir şey ömürlük değil bindiğiniz arabanın kullandığınız telefonun birkaç yıl sonra daha kullanışsız hale gelmesi bitmeyen bir tüketim çılgınlığının göstergesi. Varsa elinizdeki iphone'nun ömrü 2 ya da 3 yıl oluyor. Her sene yeni bir model ve gelen yeni güncelleme ile eski model telefonları yavaşlatarak yenisi almaya yönelik satış ve pazarlama taktikleri devam ediyor.

Vance Packard planlı eskitme kavramını ikiye ayırmış. Birincisi ürünlerin fonksiyonlarının eskitilmesi. Yani daha dayanıksız ve/veya kısa kullanım ömrüne ve garanti süresine sahip ürünlerin üretilmesi. İkincisi ise isteklerin eskitilmesi. Yani psikolojik olarak markalar tarafından elinizdeki ürünün eksik ve yetersiz hissettirilerek yeni ve son model olanının sanki bir ihtiyaçmış gibi pazarlanarak satın alınmasının sağlanması. Basit ifadeyle modasının geçmesi de diyebiliriz.

Bu pazarlama taktiği tüketimi artırıyor ve alışveriş bir psikolojik hastalık haline geliyor. Tabi bunun başka nedenleri de olabilir fakat en belirgini bir şeyler almalıyım hissiyatı.

Biraz eskilere gidersek, 1940 yılında Dünya önemli bir icat ile tanıştı; naylon. Bulunan bu naylon maddesinin kullanım alanları araştırılıyordu ve bu araştırmaya 2. Dünya Savaşı noktayı koydu. Naylon malzemesi askeri alanda paraşütlerde ve kadın çorabı üretiminde kullanılmaya başlandı. 1946 yılında ise 360 milyon kadın çorabı üretiliyordu. O zamanlar naylon çorap o kadar dayanıklıydı ki bu çoraplar birbirleri ile birleştirilerek araba dahi çekilebiliyordu. Ama şu ana baktığımızda bu çoraplar sürekli deliniyor, yırtılıyor ve kaçıyor. İşte bu durumda Planlı Eskitme'nin bir oyunu durumunda. Dayanaksız yapılıp, yenisinin alınmasının sağlanması.

Özellikle teknolojiye ayak uydurmak ve daha iyi ürünler kullanmak için insanlar bir yarış içinde. Aslında kullandığımız cihazlar donanımsal olarak eskimiyor sadece bir yarış içine sokularak değersiz hale getirilip bizi daha iyi bir ürün almaya teşvik ediyor.

Haftaya planlı eskitmenin çeşitlerinden bahsederek devam edeceğim…