Bazı şeyler kınına sokulmuş kılıç ya da bele konulmuş tabanca gibidir.

Bizde tabanca taşıyan delikanlı, onu gösteriş için değil, zaruri durumlar için taşır.

Örneğin, belindeki silahı göstermez ve herhangi bir kavgada da onu belinden çıkarıp göstermez ya da görünecek şekilde taşımaz.

Bizde delikanlı kavgada silahını çıkardığı zaman gereğini yapmazsa o delikanlıya 'delikanlı' denilmez.

Aynı durum bıçak için de(eski Sürmene'nin sivri bıçakları vardı) söz konusudur.

Silahta olduğu gibi konuşmada da bazı kutsal kavramlar vardır ki, onlar söylendiği zaman kitleleri harekete geçirirler.

Toplumdan topluma değişen bu kavramların başında örneğin, bizde , 'vatan, millet, bayrak, Kur'an-ı Kerim, Hadis-i Şerifler, Peygamberler, Ashab, büyük zatların adları, İslam, Müslüman….' Gelmektedir.

Bunlar Müslümanlar arasında pozitif sinerji yarattıkları gibi örneğin, 'Bizans, Siyonizm, Kostantinapolis, Pontus, Moskof, Yunan, PKK, TERÖR, Münafık…' gibi kavramlar da negatif sinerji meydana getirerek kin ve nefret iklimini yayarlar.

Bu kavramların iç politikada geçici arzular için kullanılması söz konusu kavram dünyasının oluşturduğu duygu dünyasını yok eder ve anlamsız hale getirir.

Oysa bu kavramlar değil bir toplumu, koca bir milleti olağanüstü durumlarda harekete geçiren ve yerinden oynatan manivela gibidirler. Milyonların yapamadığını bir kelimenin yaptığı kutsallardır. Bunlar sıradanlaştırılmamalıdırlar.

Sonra Nasreddin Hoca'nı yangın imdadına döneriz.

Hani Nasreddin Hoca evi yanmadığı halde, ' evim yandı' diyerek yardım çağrıları her defasında yalan olduğu anlaşılınca, son çağrısında gerçekten evi yandığı halde kimse inanmamış ve yardıma gitmemişti. Böylelikle de inanırlığını kaybederek yalnız kalmıştı.

Gelecek kuşakların kullanabileceği, olağanüstü durumlarda harcayabilecekleri bazı kutsal kavramları miras olarak bırakalım. Hepsini iç politikanın malzemesi yaparak harcamayalım ya da fiyatlarını ucuzlatmayalım.

Bunlar, yüz yıllar boyu inşa edilmiş ve her biri milyonlarca şehidimize mal olmuş kutsallarımız, manevi kalelerimizdir.

Bunların korunmasında hepimizin sorumluluğu vardır.

Selam ve sevgi ile…[email protected]